Kategoriler
Aşk ilişkileri

Tek Taraflı İlişki Yaşadığınıza Dair 9 İşaret

İnsanlar neden romantik ilişkilere başlar? Bu soruya cevap olarak duygusal ve romantik bir bağ kurma, arkadaşlık ve karşılıklı destek gibi birçok neden sayılabilir. Önemli bir nokta ise bu sayılanların karşılıklı olması gerektiğidir. Eğer bir ilişkide bir taraf kendisini yalnız ve eksik hissediyorsa, bu sayılanlar karşılıklı olarak gerçekleşmiyor demektir. Bu tür ilişkiler ise tek taraflı ilişkiler olarak adlandırılır.

Tek taraflı ilişkilerde partnerler, fiziksel olarak birbirlerine yakın olsa da fikirsel ve duygusal olarak belli bir noktada uzlaşamadıkları için büyük bir kopuş yaşarlar. Bu tür ilişkilerde tek bir kişi tüm sorumluğu omuzlarına alır. Tek taraflı ilişkilerde partnerler, zaten kopuk olan ilişki için fazlasıyla emek ve zaman harcar. Aslında bu ilişkilerde, büyük bir dengesizlik oluşur. Partnerlerden biri diğer partnere elinden geldiğince destek olmaya çalışsa da karşı tarafla arasında oluşan o duvarı geçmekte zorlanır. Yakın ilişkilerin en önemli koşullarından biri olan “karşılıklılık” ilkesi bozulmuştur. Aynı zamanda karşılıklı saygı da deforme olmuştur. Günümüzde birçok partner tek taraflı ilişki kafesine hapsolmuş durumda. Kimisi bu durumun farkında değil, kimisi farkında ve çıkış yolu arıyor. Tek taraflı bir ilişkide olduğunuzu nasıl anlarsınız? Tek taraflı ilişkilerin işaretlerini sizler için derledik.

1- Konuşmayı Başlatan Siz Olursunuz

Konuşmayı her zaman siz başlatmaya çalışıyorsanız, konuşmalarınız tek taraflı ilerliyorsa ve karşı taraf konuşmayı kestirip atmaya çalışıyorsa, tek taraflı bir ilişkinin işaretleri ortaya çıkmış olabilir. Elbette ki günün kötü geçmesinden veya anlık ruhsal değişimlerden kaynaklanan küçük kopukluklar normal karşılanabilir. Bu sayılanların bir süreklilik gösteriyor olması gerekir.

2- Her Şey İçin Özür Dilersiniz

Hata yaptığınızı düşünmüyor olsanız bile, her zaman özür dileyen siz misiniz? İşte bu, tek taraflı bir ilişkinin en büyük işaretlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sağlıklı bir ilişki içindeyseniz zorlu ve stresli dönemlerde, partneriniz tarafından rahatlatılır ve sevildiğinizi daha fazla hissederseniz. Ancak tek taraflı ilişkilerde partneriniz sizi daha iyi hissettirmek yerine, duygusal benliğinizden dolayı üzüldüğünüz ve strese girdiğiniz her küçük şey için suçlu ve çaresiz hissettirir. Böyle bir durumda stres dolu düşüncelerle baş başa kalırsınız. İlişkide sorunların üzerine gitmek yerine, sorunları halı altına süpürerek günü kurtarmak için sürekli özür dilemek zorunda kalırsınız.

3- Partnerinizin Yanında Kendinizi Rahat Hissedemezsiniz

İlişkinizi sık sık sorguluyor ve partnerinizle birlikte rahat olmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Partnerinizle bir konu hakkında konuşmadan önce kendinizi huzursuz hissedersiniz. Bazı durumlarda ise partneriniz sizi dinlemez ya da dinliyor gibi davranır. Böyle durumlarda ise kendinizi onaylanmamış ve desteklenmemiş hissedersiniz. Yani en rahat hissettiğiniz şekilde davranamıyor, giyinemiyor ve konuşamıyorsanız ve sürekli kendinizi huzursuz hissediyorsanız tek taraflı bir ilişki içindesiniz demektir.

4- Partneriniz Hayatınızdaki Olan Biteni Önemsemez

Tek taraflı ilişkilerde karşı taraf sizinle alakalı iş, okul ya da aile yaşamıyla ilgili önemli detayları ve hayatınızda olup bitenleri merak etmez, sorular sormaz. Adeta bir hayatınız yokmuş gibi davranır.

5- Arkadaşları Sizden Önce Gelir

Arkadaşlıklar ve arkadaş çevresi, partnerler için ilişki dışında bir nefes alanı yaratır. Ancak bir ilişkide öncelik sırası önemli bir belirleyicidir. Bir kişinin öncelikleri, kime saygı duyduğu ve kime değer verdiğiyle ilgili çok şey anlatır. Eğer partneriniz sürekli sizin dahil olmadığınız planlar yapıyorsa ve arkadaşlarını sizden öncelikli bir konuma getiriyorsa, bir şeyler ters gidiyor demektir.

6- Sevginize Karşılık Bulamadığınızı Düşünürsünüz

Tek taraflı ilişkilerde en çok göze çarpan durum ise gösterilen sevgi ve değerin karşılıklı olmamasıdır. Partnerinize destek verdiğinizde, onu takdir ettiğinizde ya da küçük bir jest yaptığınızda nadiren karşılık verir. Ona değer verdiğinizi ve sevdiğinizi gösteren ufak davranışları ve sevgi sözcüklerini önemsemez ve karşılık vermezler.

7- Partnerinizin Takvimi Önemlidir

Partnerinizin yoğunluğuna ve müsaitlik durumuna göre mi plan yapıyorsunuz? Eğer ilişkinize dair neredeyse her şeyin sizden önemli olduğunu düşünüyorsanız ilişkide büyük bir eşitsizlik ve dengesizlik var demektir. Partneriniz sizi sadece kendisi uygun olduğunda görmek istiyorsa, muhtemelen tek taraflı ilişki içindesiniz.

8- Sevildiğinizi Değil Kullanıldığınızı Hissedersiniz

Bütün sorumluluklar, size yüklenmiştir. Karşı tarafın elini taşın altına koyması gereken durumlarda bile görevleri siz üstlenirsiniz. Partnerinizin çıkarlarına hizmet eden her eylem için takdir görüyor olabilirsiniz. Ancak bu takdir ve övgüler, genellikle karşı tarafın yararına olan koşulların ve durumların sona ermesiyle anında kesilir. Bazen bu çıkarlar ev işleriyle, arkadaş ve iş ilişkileriyle veya cinsel yakınlık gibi konularla ilgili olabilir.

9- Çift Olarak Sosyal Bir Hayatınız Yok

Nadiren birlikte dışarı çıkarsınız. Partneriniz, arkadaş çevrenizle ya da bir çift olarak plan ve organizasyon yapmaktan kaçınır. Neredeyse hiç kimse sizi sosyal yaşamda bir çift olarak birlikte görmez.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Arkadaşlarınıza İlişkiniz Hakkında Söylememeniz Gereken 7 Konu

Mutluluklarımızı da mutsuzluklarımızı da çevremizle ve arkadaşlarımızla paylaşmak isteriz. Romantik ilişkiler söz konusu olduğunda ise neredeyse en küçük detayları bile paylaşırız. Elbette anlatmak ve paylaşmak insani bir ihtiyaçtır ama ilişkimizle ilgili arkadaşlarımıza ve yakın çevremize anlatmamız gereken bazı konular da mevcuttur. Peki, bu konular nelerdir?

Mutluluklar paylaştıkça çoğalır diye boşuna dememişler. Hele ki içinden çıkılmaz sorunların arasında kaldığımızda tavsiye almak için çevremize danıştığımız durumlar oluyor. Arkadaşlarımızla mutluluğumuzu paylaşmak ve tavsiye almak normaldir. Ancak romantik ilişkiler özeldir. İlişki içinde yaşanan bazı şeyler ilişki içinde kalmalıdır. Bir ilişkide, iki kişinin arasında kalması gereken bazı konuların üçüncü kişilere anlatılması ise ilişkiler için pek sağlıklı bir durum değildir. İlişkiler söz konusu olduğunda anlatılması uygun olmayan konular nelerdir?

1- Küçük Tartışmalar

Her ilişkilerde iniş çıkışların olması çok doğal bir durum. Tartışmanın heyecanı ve siniriyle, enerjimizi ve öfkemizi boşaltmak için başkalarıyla iletişime geçmemiz de çok normal. Ancak her küçük olayın ve tartışmanın diğer kişilerle paylaşılması sağlıklı değildir. Sizin ve partneriniz arasında olan sorunları bir şekilde halledebilirsiniz ve üstesinden gelebilirsiniz ancak partnerinizle ilgili anlattığınız her olumsuz detay, arkadaşlarınızın zihninde kötü bir imaj yaratacaktır. Bu kötü imaj ise arkadaşlarınızın partnerinize karşı negatif yönde tavır takınmasına neden olabilir. Siz olayları ve sorunları unutmuş olsanız bile arkadaşlarınız kolay kolay unutmayacaktır.

2- Cinsel Hayatınızla İlgili Detaylar

Konu ilişkiler olduğunda konuşmamanız gereken en önemli konulardan birisi ise cinsel hayatınızla ilgili detaylardır. Yatak odası partnerlerin en özel alanıdır. Yatak odasında olanlar, yatak odasında kalmalıdır. Cinsel yaşamınızla ilgili detayları arkadaşlarınızla paylaşmanız, partneriniz için fazlasıyla kırıcı olabilir. Yatak odasında yaşanılanlar sadece size ait değildir. Aynı zamanda partnerinize de ait detaylardır. Arkadaşlarınızın partnerinize duyduğu saygıya zarar vermemek için bu detayları başkalarıyla paylaşmamanız gerekir. Ayrıca paylaştığınız detayları, partnerinizin bir başkasından duyması ilişkiler için yıkıcı olabilir.

3- Parasal Sorunlar

Partnerlerinizin yaşadığı maddi sıkıntıları ve ilişkinizdeki parasal sorunları bir başkasıyla paylaşmamanız gerekir. Partnerinizin arkasından konuştuğunuz her şey, zamanı geldiğinde karşınıza çıkabilir ve sizi zor durumda bırakabilir. Dışarıdaki insanlar, hem partneriniz hem de ilişkinizi yanlış bir şekilde yargılayabilir. Hatta bazı istenmeyen tavsiyelerde bulunarak sizi yanlış yönlendirebilir.

4- Geçmiş İlişkiler

Bir ilişkide partnerlerin birbirlerinin geçmişini bilmesi, duygusal yakınlık için önemli bir adımdır. Her iki partner de birbirinin kim olduğunu, geçmişte neler yaşadığını bildiğinde, ilişkide daha rahat hareket eder. İki kişinin birbirine kendisini açması ise özel ve önemlidir. Böyle bir durumda partnerinizin geçmişini ve geçmiş ilişkilerini arkadaşlarınızla paylaşmak ve onların değerlendirmesine sunmak doğru değildir. Çünkü yaşanılan her şey ve hissedilen her duygu, partnerinizin özelidir. Partnerinizin size güvenerek paylaştığı sırları bir başkasıyla paylaşmanız ise aranızdaki güven ilişkisini de sarsabilir.

5- Kıyaslama Yapmayın

Arkadaşlarınızın partneriniz hakkında olumsuz düşünmesini istemiyorsanız, onları arkadaşlarınızın yanında başkalarıyla kıyaslamayın. Özellikle eski ilişkileriniz ile şimdiki ilişkileriniz arasında bir kıyaslama yaptığınız zaman, arkadaşlarınızın gözünde partnerinizin saygınlığı zedelenir. Böyle bir kıyaslamadan haberi bile olmayan partnerinizin bu kıyaslamayı bir başkasından duyması rencide edici olur.

6- Şikayetler

Neredeyse hiçbir ilişki mükemmel değildir. Her insanın ilişkisinde ya da partnerleriyle ilgili memnuniyetsiz olduğu ve şikayet ettiği durumlar vardır. Ancak ilişkinizde şikayetçi olduğunuz her konuyu arkadaşlarınızla paylaşmanız doğru değildir. Sık sık partnerinizden yakındığınız takdirde, sizin mutsuz olduğunuzu gören arkadaşlarınız ayrılmanızı isteyecektir. Bir sorununuz ve şikayetiniz varsa öncelikle partnerinizle konuşmalı ve çözüm üretmeye çalışmalısınız.

7- Partnerinizin Özel Görünen Aile ve Sağlık Problemleri

Partneriniz sorunlarını çevresine anlatmaya açık ve istekli biri değilse onun sınırlarına saygı duymalısınız. Partnerinizin ailevi sorunları ve sağlık sorunları gibi hayatlarını etkileyen stresli ve zorlu bir süreç yaşıyorsa, bu sorunların sadece ikiniz arasında kalmasına özen gösterin. Bu sorunları, partneriniz izin verdiği ölçüde arkadaşlarınıza anlatmalısınız. Kişisel bir problem olduğu için partnerinin sınırlarına saygı duymalısınız.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Gününüze Anlam Katmanın Tam Zamanı!

Günlerdir aynı günü yaşıyormuş gibi hissettiniz mi? Geceler ve gündüzler birbirini kovalayıp giderken, doğa bir döngünün içinde kendini yenilerken, biz ne yapıyoruz? Karantina ve kısıtlamalarla birlikte sosyal yaşamda hareketlilik ve verimliliğimiz de düştü. Günler birbirinin kopyası olmuş vaziyetteyken, hayatımızda küçük değişiklikler yapmak bize nefes aldırabilir. Günümüzü daha anlamlı kılabilmek için neler yapmalıyız? Gelin hep beraber bir göz gezdirelim.

Biz insanlar, doğada kendisiyle ilgili bilinçli farkındalığa ulaşan tek canlıyız. Dolayısıyla hayatıyla ilgili değer ve anlam arayışına giren tek canlı türü de yine insanlardır. Bazen insanların yaşamında, hayatın tüm anlam ve önemini yitirdiğini hissettiği ve hayattan keyif alamadığı dönemler olur. Aslında kendisiyle ilgili farkındalığa erişmiş her insanın, içinde bulunduğu yaşamı ve dünyayı sorgulaması çok normal bir durum. Bu tür sorgulama dönemlerinde insanlar, hayatın anlamını kendisinden uzakta ve erişilemeyen bir noktada olduğunu düşünme eğilimindedir. Ancak büyük resme baktığımızda çözüm yanı başımızdadır.

Hayatımıza ve birbirinin aynısı olan günlere anlam katmanın çok daha basit yolları var. Değişimin başlangıcı muhakkak radikal bir karar veya adımla değil, küçük adımlarla da mümkün olabilir. Değişim, günümüzü dünden daha farklı yaşamaya karar verdiğimizde başlayacaktır.

“Hayatta başarı, büyük şeylerden çok küçük şeylere verilen önem üzerine kuruludur.” Booker T. Washington

Şunu unutmamalıyız; yaşamayı seçtiğimiz hayatlar, günümüzü nasıl geçirdiğimize göre şekillenecektir. Hayatın anlamı, benliğimize kattığımız değerlerin ve yarın daha iyi olmak için verdiğimiz çabanın içindedir. Hayatımızda ufak dokunuşlarla küçük değişimler yaratırsak, kelebek etkisi oluşturarak büyük değişimleri de davetiye çıkarabiliriz. Bahsettiğimiz bu küçük değişimler nelerdir?

1- Erken Kalkın

Bu maddeyi okuduğunuzda, “Bu kadar basit mi?” diye bir soru sorabilirsiniz. Evet, aslında bu kadar basit. Her gün bize verilen 24 saat var. Verimli bir gün geçirmek istiyorsak bu 24 saatin kıymetini bilmeliyiz. Zamanı iyi değerlendirmenin en iyi yolu ise güne erken başlamak. Güne erken başlarsanız kendinize ayıracağınız vakit çoğalır. Sağlıklı ve besleyici bir kahvaltı, güne daha enerjik ve dinç başlamanıza yardımcı olur. Ayrıca günün en sessiz ve verimli saatleri de sabah saatleridir.

2- Gününüzün Geri Kalanını Planlayın

Bir plana sahip olmak size hem destek hem de amaç duygusu verir. Yapılacaklar listesi hazırladığınızda, tamamladığınız her görev için attığınız her tik, tatmin duygunuz arttırır. Hazırladığınız planda ve yapılacaklar listesinde, yapmanız gerekenleri bir liste halinde somut şekilde görerek zihninizdeki karışıklığı da azaltmış olursunuz. Görevleri yerine getirdikçe motivasyonunuz ile birlikte üretkenliğiniz de artacaktır.

3- Günün En Verimli Olduğunuz Saatleri Belirleyin

Bazı insanlar sabah saatlerinde daha enerjiktir, bazı insanlar ise öğleden sonra daha verimli olur. Gün içinde hangi saatlerde etkili ve verimli olduğunuzu gözlemleyin. Özen ve emek gerektiren işlerinizi belirlediğiniz saatlerde yapmanız size maksimum fayda sağlayacaktır.

4- Yeni Şeyler Öğrenin

Hayattan zevk alamadığımız, tam anlamıyla tatmin olamadığımız dönemler genellikle yeni bir şeyler öğrenemediğimiz zamanlardır. Bu nedenle her gün küçük de olsa bir şeyler öğrenmek, hayatımıza renk katacaktır. Bilgi kapasitenizi, her gün biraz daha geliştirmek için çabalayın. Bir podcast dinleyebilirsiniz. Meslek alanınızla ilgili ya da öğrenim gördüğünüz bölümle ilgili gündemi takip edebilir ve ilginç yazılar okuyabilirsiniz. Ayrıca klasik tavsiyelerde birisi olsa da her gün birkaç sayfa bile olsa kitap okumak için kendinize fırsat yaratmaya çalışın. Okuduğumuz kitaplar, bizi farklı dünyalara götürür. Farklı karakterlerle empati yapmamızı ve hiç tanımadığımız duygularla tanışmamızı sağlar. Bakış açımızı genişletir. Ön yargılarımızı azaltır.

5- Bir Hobi Üzerine Yoğunlaşın

Hayat her zaman koşturmacadan ibaret değildir. Bazen durup dinlenmeli, zihnimizi boşaltmalı ve ruhumuzu dinginleştiren kaçış alanları yaratmalıyız. Hobi edinmek hem fiziksel hem de ruhsal gelişimize katkı sağlayacaktır. Hobiler aynı zamanda bir keşif sürecidir. Bireyin kendisini ve sınırlarını keşfetmesini sağlar.

6- Başkaları İçin İyi Şeyler Yapın

Kendimiz dışında başka birisine faydalı olmanın verdiği tatmin bambaşkadır. İnsanların başka bir insana yardımcı olması mutluluk verir. Yapılan araştırmalara göre başkalarına yardım etmek ve bundan keyif almak, insanın doğasında var olan bir durumdur. Başkalarına yardım etmek hem sosyal ilişkilerimizi arttırır, hem daha olumlu düşünmemizi sağlar. Aynı zamanda başkalarına yardım etmek, güne başlamak için güçlü bir motivasyon aracıdır. Bu nedenle, gün içinde elinizden geldiğince çevrenize yardımcı olmaya çalışın. Yerden bir çöpü alıp atmak gibi basit bir eylem bile başka insanlar ve canlılar için fayda sağlayabilir.

7- Sosyal Medya Kullanımını Azaltın

Farkında olsak da olmasak da sosyal medya günümüzün önemli bir kısmını çalıyor. Birçok kişi, uzun saatlerini sosyal medyada harcıyor. Oysa başta da da belirttiğimiz gibi bize her gün verilen ve her anı değerli olan 24 saatimiz var. Sosyal medyada harcadığımız zamanla kendimize ya da bir başkasına faydalı olabileceğimiz zamanı ve belki de hayatımızın potansiyel olarak en üretken olduğumuz dönemini harcıyoruz. Elbette ki sosyal medya hayatımızın bir parçası. Hayatımıza bu kadar nüfuz etmişken ondan pek kaçamıyoruz. Ancak zamanınızı daha verimli ve üretken hale getirmek sizin elinizde. Sosyal medya için harcadığınız zamanın önemli bir kısmını, öncelik sırasına göre diğer görev ve sorumluluklarınıza aktarmalısınız. Böylece hem zaman kaybından kurtulursunuz hem de kısıtlı zamanın yarattığı stresi azaltırsınız.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

İlişkilerde Duygusal Mesafenin 5 Nedeni

Partnerinizle aranızda duygusal bir mesafe oluştuğunu mu düşünüyorsunuz? Aranızda bir kopukluk var ama siz nedenini anlayamıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Duygusal mesafe birçok partnerin baş etmek zorunda kaldığı sorunların başında geliyor. Duygusal mesafe nedir, sebepleri nelerdir? Biraz yakından inceleyelim.

Duygusal mesafe, ilişkilerde yaygın bir sorundur. Partnerler arasında zamanla oluşan duygusal kopukluğun bir sonucudur. Duygusal mesafenin işaretleri yavaş yavaş oluşur ancak bu işaretler göz ardı edilirse ilişkiler için ciddi sorunlar doğurabilir. Duygusal mesafe birçok nedenden dolayı meydana gelir. Böyle bir sorunun ortaya çıkmasında tek bir partner sorumlu değildir. İki taraflı yapılan hataların neticesinde oluşan bir durumdur. Sağlıklı bir ilişki nasıl ki her iki partnerin başarısıysa, ilişkilerde ki sorunlar da her iki partnerin sorumluluğundadır.

Duygusal mesafe, bu sorunu görmek istemeyen partnerler için yıkıcı etkiler yaratır. Bu sorunu görmezden gelen ve sorunları yok sayan kişiler terk edildiğinde, büyük bir şok ve suçluluk duygusuyla karşı karşıya kalabilirler. Duygusal mesafeyi çok geç olmadan anlamak ve üstesinden gelmek mümkün. Öncelikle bununla ilgili bazı göstergeleri takip etmek ve duygusal yakınlığı tekrar kurabilmek için nedenlerini iyice anlamak gerekir. Bu sorunun birçok nedeni vardır. Biz de bu yazımızda duygusal mesafenin en yaygın görülen 5 nedeni üzerinde duracağız.

1- Partnerinizin Biraz Yalnız Kalmaya İhtiyacı Olabilir

Bir ilişki içindeyseniz ve çocuk sahibiyseniz, tek başınıza kaliteli zaman geçirmenin ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz. Küçük çocuk sahibi olan bazı partnerler kulaklık takarak, kendisini televizyon izlemeye vererek ya da sürekli internet ve telefonla meşgul olarak yalnız kalmaya çalışıyor olabilir. Bu partnerlerin tek amacı biraz yalnız vakit geçirmek istemek olabilir. Partnerinizle ilgili bu durumları gözlemliyorsanız, ona tek başına vakit geçirmek isteyip istemediğini sorun. Eğer partneriniz yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu belirtiyorsa bununla ilgili hangi çözüm yollarının uygulanması gerektiğini konuşun. Bir plan yaparak karşılıklı olarak birbirinize alan yaratın ve siz de yalnızlığın keyfini çıkarmaya çalışın.

2- Partneriniz Stresli ve Sıkıntılı Bir Dönemden Geçiyor Olabilir

İnsanlar, genellikle sorunlu ve stresli dönemlerinde duygusal olarak kendisini geriçeker. İş yaşamında ya da kişisel hayatta karşılaştığı stres yaratan durumlara neden olan faktörlerle ilgili partnerinize destek olmaya çalışın. Stresli hissetmesinin nedenlerini ve nasıl hissettiğini sorabilirsiniz. Ve siz, partnerinizin bu sorunlarla başa çıkabilmesi için ne yapabilirsiniz? Alternatif seçenekler üzerinde yoğunlaşın. Partneriniz, ileri boyutlarda bir sorun yaşıyorsa profesyonel destek alması için yönlendirebilirsiniz.

3- Partneriniz Sizinle Aynı Duyguları Paylaşmıyor

Uzun bir ilişki içindeyseniz ve duygusal bağı güçlendirmek için yeterince çaba sarf etmediyseniz, karşı taraf ilişkiniz ve duygularıyla ilgili karışık bir duygu durumunun içine girmiş olabilir. Aranızdaki bağın aşındığını düşünüyorsanız, uygun bir zamanda ciddi bir konuşma yapın. Partnerinize ilişki hakkında hissettiği duyguları ve kendinizle ilgili hangi yönleri değiştirebileceğinizi sorun. İçinde bulunduğunuz duruma partnerinizin bakış açısından da bakmaya çalışın.

4- Uzaklaşma ve Kaçınma Döngüsüne Girdiniz

Partneriniz sizin muhtaç olduğunuzu düşünebilir. Bu nedenle kendilerini bir adım geri çekiyor olabilirler. Partnerinizin bir adım uzaklaşması, sizi daha fazla endişeli ve terk edilmiş hissettirebilir. Bu endişe ve terk edilme duygusuyla partnerinizin üzerine daha çok gitmenize neden olabilir. Bunun sonucunda partneriniz kendisini bir adım daha geri çekecektir. Böylece bir kaçınma döngüsüne girmiş olursunuz. Bu durumla karşı karşıyaysanız, öncelikle sizin kendinizi geri çekmeniz gerekir. En az 1 hafta kadar partnerinizin üzerine gitmemeye ve ona “muhtaç” bir görüntü vermemeye çalışın. Eğer bunu yapmakta zorlanıyorsanız bu durum, bağlanmayla ilgili güçlü bir sorununuz olduğunun işareti olabilir.

5- Eleştiri ve Geri Çekilme Döngüsüne Girdiniz

Aranızda oluşan duygusal kopukluk, karşı tarafı daha fazla eleştirmenize neden olabilir. Bazı ilişkilerde partnerlerden biri, diğerini sürekli eleştiriryetersiz ve başarısız hissettirir. Sürekli eleştiriye maruz kalan kişiler de çareyi geri adım atmakta ve uzaklaşmakta bulur. Buna maruz kalan kişiler, memnuniyetsizlikle ve tatminsizlikle karşılaşacaklarını düşündükleri için karşı tarafla çok az etkileşime girer. Öfkelenen partnerler, geri çekilen diğer partnerlere çok daha sert ve eleştirel bir tavır sergileyebilir. Bunun sonucunda eleştirilen partner bir adım daha uzaklaşır ve bir çekilme döngüsü başlar. Partnerinize sert davranıyorsanız nazik olmaya çalışın ve karşı tarafta meydana gelen değişimleri gözlemleyin.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Sevgilinizle İzlememeniz Gereken 6 Film

Daha önceki yazılarımızda, partnerinizle izleyebileceğiniz filmlerle ilgili bir liste hazırlamıştık. Bu yazımızda ise partnerinizle izlememeniz gereken bir film listesi derledik.

Bir ilişkide en keyif verici aktivitelerden biri de partnerlerle birlikte film izlemektir. Romantik ve pozitif filmler, eğlenceli bir gecenin ya da ilk randevunun iyi bir tamamlayıcısı olabilir. O halde neden bazı filmleri partnerlerimizle izlememiz gerekir? Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir: Bu listedeki filmlerin herhangi bir şekilde eleştirisini yapıyor değiliz. Zaten listede birçok seyirci ve eleştirmen tarafından sevilen ve beğenilen filmler yer alıyor. Ancak bu filmleri partnerinizle izlediğiniz esnada veya sonrasında yoğun bir rahatsızlık hissi duyabilirsiniz.

Bu listede yer alan filmler, romantik filmlerin klişelerinden uzaklaşarak insan benliğinin karanlık taraflarını su yüzüne çıkarıyor ve genellikle bir ilişkinin çöküşünü içeren ağır dramatik ögeler içeriyor. Bunun yanı sıra, listedeki filmlerin garip ve güvensiz havasından, şiddet ve cinsellik içeren sahnelerinden de rahatsız olabilirsiniz. Yani partnerinizle bir araya gelip bir film gecesi yapmak istediğinizde bu filmleri seçenekler dışında tutabilirsiniz. O zaman lafı çok uzatmadan listemize geçelim.

1- Kayıp Kız (Gone Girl) – 2014

Son dönemde adından sıkça söz ettiren bir filmle açılışı yapalım. Kayıp Kız, eşinin kaybından sorumlu olduğu düşünülen bir adamın hikayesini anlatıyor. Film aslında tam bir toksik ilişki örneği. Birbirini aldatan eşleri, akıl oyunları ve türlü manipülasyonlar içeriyor. Filmin içine delil karartma ve sahte katiller de girince içinden çıkılmaz bir hikaye karşımıza çıkıyor. Kayıp Kız, her ne kadar bir sırlar yumağı gibi gözükse de aslına bakıldığında bir güven ilişkisi hikayesini anlatıyor. Filmin başrollerinde ise Ben Affleck ve Rosamund Pike yer alıyor.

2- Hayallerin Peşinde (Revolutionary Road) – 2004

Bu filmde, başrolleri Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet paylaşıyor. Bu ikiliyi daha önceden çok tanıdık bir film olan Titanik filminde de beraber görmüştük. Filmin hikayesi, Richard Yates’in 1961 tarihinde yayınlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Film, ilişkileri her geçen gün kötüye giden ve evlilikleri gittikçe karmaşık hale gelen bir çiftin hikayesini anlatıyor. Ayrıca içinde şiddetli tartışma sahneleri de içeriyor. Bu filmi partnerinizle mutlu bir ruh halindeyken izlemeniz, modunuzu düşürebilir.

3- Daha da Yaklaş (Closer) – 2004

Bu film için gerçek bir yıldız geçidi şeklinde bir yorumda bulunabiliriz. Filmin başrollerinde kimler yok ki! Kadroda Natalie Portman, Jude Law, Julia Roberts ve Clive Owen gibi ünlü isimler yer alıyor. Film güven sorunu, aldatma ve çarpık ilişkileri konu alıyor ve ihanetin ne kadar zehirli ve yıkıcı olduğunu çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Filmin gidişatında ise her ne kadar tek bir kişinin yaptığı hatalar başlangıç noktası gibi gözükse de ilk yanlışın etkisiyle birlikte diğer karakterler de içinden çıkılmaz yanlışlara sürükleniyor.

4- Aşk ve Küller (Blue Valentina) – 2010

Aşk ve Küller, mutlu ve geleceğe dair planı olan çiftleri karamsarlığa sürükleyecek bir mesaja sahip. Ryan Gosling ve Michelle Williams’ın canlandırdığı karakterler izleyenleri; evlilik, boşanma ve ayrılık gibi tatsız gerçeklerle yüzleştiriyor. Bu filmde, bir çiftin ilişkilerinin başlangıcından bitişine kadar yaşanılan olayları geçmiş ve gelecekten sahnelerle birlikte veriliyor. Aşk ve Küller, ilginç ve güzel bir başlangıçtan, yorgun ve tükenmiş bir sona sürüklenen bir hikaye. Ancak bu film sadece birlikte keyifli bir film izlemek isteyen partnerleri, hayal kırıklığı ve kasvetli bir havanın içine çekebilir.

5- Ondan Uzakta (Away from Her) (2006)

Ondan Uzakta, çarpıcı ve düşündürücü bir dram filmi. Alzaymır ile mücadele eden bir kadının, kendisi gibi alzaymır olan bir adamla yeni anılar inşa ederken, eski anıları yavaş yavaş silinmeye başlar. Kocası ise eşinin daha mutlu olabilmesi için eşinin gitmesine izin verir. Bu film bir nevi eşinin mutluluğu için kendi mutluluğundan vazgeçişin hikayesidir. Film yaşanılanları ve verilmek istenen duyguyu, karşı tarafa başarılı bir şekilde aktarıyor. Birbirini kaybetmekten korkan çiftlerin bu filmi izlemesi yoğun duygu içeren anlara sebep olabilir. Başrollerde Julie Christie ve Gordon Pinsent yer alıyor.

6- Sadakatsiz (Unaithful) – 2002

Sadakatsiz filmi, mutlu bir evliliği olan bir çiftin ihanet nedeniyle evliliklerin sarsılması ve girdikleri çıkmazı konu alıyor. Başrol oyuncularından Diane Lane’in canlandırdığı karakter Connie Sumner, Richard Gere’ın hayat verdiği Ed Sumner ile evli ve mutlu bir kadındır. Ta ki genç, yakışıklı ve enerjik Paul Martel (Olivier Martinez) ile karşılaşıncaya kadar… Filmin hikayesi, yasak bir ilişkinin insanların hayatında nasıl yıkıcı etkileri olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu film konusu nedeniyle, güzel ve mutlu bir film gecesi için düşündürücü ve şüphe yaratan bir film olabilir.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Bitmesi Gereken Bir İlişkiyi Neden Bitiremiyoruz?

Bir ilişkiyi bitirmek çok zordur. Bitirme kararı verme süreci ise fazlasıyla sancılı bir dönemdir. İlişkiyi bitirme kararı almak neden bu kadar sancılı geçiyor ve neden zararlı ilişkileri sonlandırmakta bu kadar zorluk çekiyoruz?

Bazen ne yaparsak yapalım içinde bulunduğumuz ilişkinin kurtarılmasının mümkün olmadığını anladığımız anlar vardır. İlişkimiz ve karşı taraf için harcadığımız çabanın aslında bizi içten içe bitirdiğini ve tükettiğini fark ederiz. Ancak bir ilişkinin en büyük çıkmazlarından birisi de o ilişkiye son noktayı koymaktır. Hele ki çok fazla emek, çaba ve zaman harcanan ilişkileri bitirmek daha zor oluyor.

İlişkiyi sonlandırma düşüncesi başlı başına bir problem. Bazı partnerler bu problemle yüzleşmekten kaçmayı tercih ediyor. Doğru olanın her iki taraf için ilişkiyi bitirmek olduğu bilinse de ilişkiyi devam ettirmek için çok fazla çaba harcanabiliyor. Peki neden bize zarar verdiğini bildiğimiz halde, bir ilişkiyi bitirmekte zorluk çekiyoruz?

Güzel Anılar

İlişkiyi bitirme düşüncesi zihnimizde filizlendiğinde, aklımıza hemen birlikte geçirilen güzel ve eğlenceli anılar gelir. Partnerlerin birçoğu, birlikte geçirilen güzel anıların hatırına ilişkiyi devam ettirmek için çabalayabiliyor. Hele ki ilişkinin başlarında ve romantizmin zirvesinde yaşanan o güzel anılar, ilişkiler için bir şans daha verilmesini sağlıyor. Neredeyse bütün ilişkiler güzel anılarla bezenmiştir. Ancak güzel anıların var olması, kötü anılardan ve yaşanılan hayal kırıklıklarından daha ağır basmamalıdır. Eğer böyle bir durum söz konusuysa, ilişkiyi sonlandırma vaktinin sinyalleri ortaya çıkmaya başlamış demektir.

Öz Güven Zedelenmesi

Size zarar veren sağlıksız bir ilişkiden ayrılmak, sağlıklı bir öz saygı gerektirir. İlişki boyunca partnerinizin sizi küçümsemesi ve yıpratması öz saygınızda zedelenmelere yol açmış olabilir. İlişki uzmanı ve terapist olan Jordan Madison şöyle diyor;

 “Benlik saygısının düşük olması, sağlıksız bir ilişkide kalmada etkili olabilir çünkü kişinin başka hiç kimsenin onları istemeyeceğine inanmasına neden olur, bu yüzden mevcut partneriyle birlikte kalmaya devam ederler.”

İçinde bulunduğunuz ilişki, sizi daha mutlu edecek bir ilişkiye layık olmadığınızı ve elde edebileceğiniz en iyi ilişkinin bu olduğunu düşündürebilir. Yaşadığınız öz saygı zedelenmesi de ilişkiyi bitirmek için adım atmanızı engelliyor olabilir.

Tanıdık Olanın Verdiği Rahatlık

Partnerinizle uzun zamandır birlikteyseniz, muhtemelen ilişkinizde birbirinizi iyi tanımış olmanın verdiği bir rahatlık vardır. Bu süreç içinde birbirinizin neye öfkelendiğini, neye sevindiğini öğrenmişsinizdir. Yeni bir ilişki, en baştan bu süreci tekrar yaşamak demektir. Sıfırdan başlayarak yeni bir insanı tanımak ve yaşama dahil etmek yorucu gelebilir. Ancak bir ilişkiyi bitirmek, hemen yeni bir ilişkiye başlamak anlamına gelmiyor. Elbette uzun süreli bir ilişkinin verdiği rahatlık yadsınamaz. Ancak size zarar veren, enerjinizi tüketen, öz sevginize ve öz saygınıza zarar veren bir ilişkiyi; tanıdık olanın verdiği rahatlık için sürdürmek pek sağlıklı bir karar değil.

İlişkinin Eskisi Gibi Olabileceği Umudu

Emek ve zaman harcanan bir ilişkiyi bitirme kararı vermek kolay değildir. Bu nedenle ilişkiye son noktayı koymadan önce, genellikle insanlar ilişkinin tekrar eskisi gibi olacağı umut edilir. Ancak sorun ilişkide değil, sorun ilişkiyi yürütmede başarısız olan partnerlerle alakalıdır. İlişkiyi toparlamak için samimi ve ciddi bir konuşmanın ardından yine en başa döndüğünüzü görüyorsanız, ilişkinin ömrü pek uzun gözükmüyor demektir.

Yalnız Olmak İstemiyorsunuz

Yalnızlık korkusu sadece romantik ilişkilerde değil, yakın ilişkilerimizi bitirmemize de engel olan en önemli nedenlerin başında gelir. Özellikle uzun ilişki yaşayan partnerler, zamanla kendilerini karşı tarafa ve ilişkisine bağımlı hissedebilirler. Birçok şeyi birlikte yapmanın verdiği güven, artık her şeyi tek başına devam ettirme düşüncesine set çekebilir. Ancak sağlıklı bir ilişki, her iki partnerin de ilişkiden ve diğer partnerlerinden bağımsız ve yalnız hareket edebildiği ilişkilerdir. Yalnızlığa yüklediğiniz anlamları değiştirin. Yalnızlık, sadece uzun zamandır alışık olmadığınız bir durumdur. Ayrıca ailenizi ve arkadaşlarınızı da düşünün. Muhtemelen ilişkinizden önce hayatınızda yer alıyorlardı ve ilişkinizden sonra da sizinle birlikte olacaklar.

Pişman Olma Korkusu

Bazen bizi kısıtlayan, hareket alanımızı daraltan kişilerden ve durumlardan vazgeçmekte güçlük çekiyoruz. Özellikle pişman olma korkusu, vazgeçmemizi engelleyen faktörler arasında. Ancak daha gerçekleşmemiş bir durum için endişelenmeye gerek yok. Bittiğinde nasıl hissedeceğinizi tam olarak kestirmekte güçlük çekseniz de doğru bir karardan pişman olma olasılığınız yok denecek kadar azdır.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Aile İçi İletişimi Nasıl Güçlendirebiliriz?

İnsanlar arası iletişim kurmak başlı başına zor ve karmaşık bir problem olarak karşımıza çıkarken, aile içi iletişimin zorluğunu tahmin etmek zor değildir. Aile üyelerimiz hem biyolojik hem de sosyal olarak en yakınlarımız olmasına rağmen, aile içi iletişim kurmakta güçlükler yaşayabiliyoruz. Peki daha sağlıklı bir aile içi iletişim için ne yapılmalıdır? İletişim ve ilişki uzmanları tarafından verilen tavsiyeleri derledik.

Aile içi iletişim; hayatımızı, ilişkilerimizi, fikirlerimizi, hayata bakış açımızı etkileyecek ölçüde büyük etkiye sahip, güçlü bir kavramdır. Aile içi iletişim önemlidir çünkü aile üyelerinin ihtiyaçlarını, endişelerini ve isteklerin birbirlerine ifade etmelerini sağlar. Aynı zamanda aile içi iletişim karmaşıktır çünkü tartışmaları, iletişim kopukluklarını, ebeveynler ve yetişkin çocuklar arasındaki iletişimin zorluklarını da kapsar.

Aile içi iletişimin bu kadar karmaşık olmasının bir nedeni ise her aile ferdinin aslında bir birey olarak kendine ait kişisel sorunlarının olması ve geçmişteki aile deneyimlerinin etkilerinin sürmesidir. Bir de buna aile içi dinamikler de eklenince, aile içi iletişim çok daha derin boyutlar kazanmaya başlıyor. Ancak şunu da unutmamalıyız; aile içi problemlerin, kaygıların ve anlaşmazlıkların yaşanması doğaldır ve sağlıklı bir aile içi iletişim ile bu sorunların üstesinden gelmek mümkündür.

Sağlıksız Aile İçi İletişimin Nedenleri

– Bir şeyi yapma konusunda farklı kişiliklerden dolayı ortaya çıkan anlaşmazlıklar.

– Bağırmak.

– Sessiz muamele ya da hiç konuşmamak.

– “Her zaman” ve “asla” gibi kelimeler kullanmak.

– Hakaret içerikli konuşmalar veya lakaplar takmak.

– Pasif agresif eylemler.

– Sen dili kullanmak, suçlayıcı ve yargılayıcı tavırlar sergilemek.

– Kültürel farklılıklar ve kuşak farklılıkları.

– Ebeveynler arasındaki sorunların çocuklara yansıtılması.

– İletişim kopukluğundan dolayı aile fertlerinin birbirleri hakkında yanlış varsayımlarda bulunması.

– Davranışı kötü olarak nitelendirmek yerine kişiyi kötü olarak etiketlemek.

– Tehdit dili kullanmak ve fiziksel olarak zarar verici davranışlar.

Ailelerin daha iyi bir iletişim kurabilmesi ve aralarında iletişimin kalitesini arttırabilmesi için yapabilecekleri birçok şey vardır. Uzmanlar tarafından tavsiye edilen ve iletişimi güçlendirmek için uyulması faydalı olacak bazı önerileri takip etmek, aile içi iletişimi güçlendirebilir.

Daha Çok Vakit Geçirin

Günümüzde ailelerin karşılaştığı en büyük problemlerden biri de yanlış anlaşılma ve eksik iletişimdir. Aile içi iletişimin güçlendirilmesi için önemli faktörlerden biri de zamandır. Bilikte zaman geçirmek, iletişim eksikliğini azaltabilir. Bu nedenle birlikte zaman geçirebilmek için fırsatlar yaratmaya çalışın. Aile üyeleriyle iletişim kurabildiğinizde, kendi düşüncelerinizi ve inandığınız şeyleri ifade edebilme şansınız olur. Aynı fikirde olmasanız bile aile fertlerinizin düşüncelerini daha iyi öğrenmiş olursunuz. Böylece aile üyelerinin sözlerinin ve eylemlerinin nedenlerini daha iyi gözlemlersiniz.

Açık ve Doğrudan İletişim Kurun

Sağlıklı aileler, fikirlerini birbirlerine doğrudan ve açık bir şekilde iletirler. Yani aile fertleri fikir ve duygularını, araya başka kimseyi konumlandırmadan ve iletişimi bağlamından koparmadan diğer aile ferdine iletir. Böylece yanlış anlaşılmaların önüne geçilir. Dolaylı ve belirsiz iletişim ise aile içi yakınlığı ve üyeler arası bağı zayıflatır.

İyi Bir Dinleyici Olun

Etkili bir iletişimin oluşması için karşı tarafın mesajlarını iyi şekilde dinlemek ve analiz etmek gerekir. İyi bir dinleyici olmak ise karşı tarafın bakış açısını anlamayı gerektirir. Karşınızdaki kişi ister eşiniz olsun ister çocuğunuz olsun, sözel ve sözlü olmayan mesajlarına dikkat etmeniz gerekir. Sözlerin, mimiklerin ve eylemlerin ardında yatan alt mesajı iyi kavramak gerekir. Bunun için de karşı tarafın bakış açısını kabul etmeli ve ona saygı duymalısınız. Karşı tarafın söylediklerinin değersiz olduğunu hissettirmemek için odak noktanızı tamamen o kişiye ve söylediklerine yöneltmelisiniz.

Aile İçi Dedikoduyu Bitirin

Bazı durumlarda aile üyeleri birbirleri hakkında konuşmayı severler. Ancak bu, birçok konuyu yanlış anlaşılır hale getirebilir. Hatta bazı durumlarda ise konunun gerçekliği başka bir boyut kazanmış olur. Daha önceden aile içi iletişim sorunlarının önemli nedenlerinden birinin eksik iletişim olduğunu belirtmiştik. Eksik iletişim, yanlış anlaşılmaları doğurabilir. Bir aile üyesi ya da konu hakkında oluşan yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için doğrudan konunun muhattabı ile iletişim kurmak gerekir. Ayrıca bu durum, aile içindeki dedikodulara konu olan kişiler fazlasıyla kırıcı olabilir.

Olumlu Bir Tavır Takının

Yapılan araştırmalar, mutsuz aile ilişkilerinin genellikle küçümseme, eleştiri ve hakaret gibi olumsuz iletişim modellerinden kaynaklandığını belirtiyor. Bu iletişim modelleri de aile üyeleri arasındaki sorunları daha da derinleştiriyor. Ailedeki iletişimi daha olumlu bir havaya dönüştürmek için aile üyelerinin birbirlerini destekleyici ve motive edici tavırlar sergilemesi ve yapıcı eleştiride bulunması gerekir. Öncelikle böyle bir olumsuz tavır içerisindeyseniz bu davranış şeklinden uzaklaşmalısınız. Bunun yanında, bu davranışların karşı tarafı ne kadar kötü hissettireceği üzerine düşünmeli ve empati kurmaya çalışmalısınız. Aile üyenizi teşvik edici ve destekleyici ifadeler kullanmaya özen göstermelisiniz.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

Partnerinizle Aranızdaki Bağı Güçlendirmenin 5 Yolu

Romantik ilişkilerin en önemli unsurlarında biri olan karşılıklı kurulan duygusal ve romantik bağ, birçok nedenden dolayı aşınabiliyor. Bu durum ise ilişkilerin geleceği için önemli sorunları doğuruyor. Böyle bir sorunun önüne geçmek için nelere dikkat edilmelidir? Bu yazıda, duygusal bağı güçlendirmek için dikkat edilmesi gereken konular üzerinde duracağız.

Aşk, ilişkiler için gereklidir ancak yeterli değildir. Söz konusu yeni başlamış bir ilişki veya uzun yıllar devam eden bir ilişki olsun, bütün ilişkilerin temelinde karşılıklı oluşturulmuş romantik bir bağ ve saygı yer alıyor. İlişkilerde bahsedilen karşılıklı bağı kurabilmek için zaman ve emek gerekiyor. Uzun süredir devam eden ilişki sorunları ve partnerlerin kişisel hayatında yer alan problemler, partnerler arasındaki bağı zayıflatabiliyor.

Partnerler arasında zayıflamış olan bağı tekrar güçlendirmek mümkün. Bunu yapmak için büyük ve abartılı jestlere gerek yok. Küçük adımlar da ilişkiyi kurtarıcı etkiye sahip olabilir. Burada önemli olan, bu küçük adımları devam ettirebilmek. Başta da belirtildiği gibi ilişkiler emek ister. Belki de aranızdaki bağın aşınması, birbiriniz için yeteri kadar zaman ve emek harcamamızın sonucu olabilir.

1- Ben Dilini Kullanın

Ben dili, bir insanın duygu ve düşüncelerini kendisini merkeze koyarak ifade etmesidir. Suçlayıcı değildir, karşı tarafın empati kurmasını sağlar ve asıl mesajı karşı tarafa doğru bir şekilde aktarır. İlişkilerde partnerlerin kendisini ifade ederken kullanabileceği en doğru ifade biçimidir. Örnek vermek gerekirse “Kendimi yalnız hissediyorum.” cümlesi, ben dili ile kurulmuş bir cümledir. Hiçbir suçlayıcı tarafı yoktur. Sen dili ile kurulmuş cümleler bir bakıma yıkıcı ve tehlikelidir. “Sen” ile başlayan cümleler genellikle yargılayıcıdır. “Senin yüzünden” şeklinde başlayan bir cümle, o konuşmayı olması gereken noktaya taşımaz. Yani kendimize ait fikir ve duygularımızı karı tarafa iletirken suçlayıcı ve itham edici bir tavırdan kaçınarak probleme odaklı ben dilinin kullanılması, en faydalı iletişim yolu olacaktır.

2- Birlikte Zaman Geçirin

Birlikte zaman geçirmenizi engelleyecek her şeyi dışarıda bırakın. Kesintiler ve dış uyaranlar olmadan vakit geçirmek, aradaki bağı güçlendirmek için etkili bir adım olabilir. Partnerler fiziksel olarak birlikte olsa bile zihinsel ve psikolojik olarak birbirlerinden uzak olmaları, birlikte vakit geçirmek olarak adlandırılamaz. Birlikte kaliteli vakit geçirebilmek önemlidir. Kaliteli vakit geçirmek için de dikkat dağıtıcı bütün unsurları ortadan kaldırmanız gerekir. Her iki partner, tamamen birbirine odaklanmış olmalıdır. Birbirinizle kaliteli vakit geçirmek için öncesinden plan yapabilirsiniz. Bu şekilde plan yapmak, günlük yaşamınıza da heyecan katacaktır.

3- Yeniliği Canlı Tutun

Uzun süreli bir ilişki içinde olmak partnerler için hem avantajlı hem de dezavantajlı durumlar yaratır. En büyük avantajı, partnerlerin birbirini iyi tanıdığı bir noktaya gelmiş olmalarıdır. Dezavantajı ise ilişkide “yeni” kavramının geçerliliğini yitirmiş olmasıdır. Birbirini uzun süredir tanıyan çiftler, birlikte yeni şeyler yapmakta zorlanabilir. Yeniliğin olmadığı yerlerde heyecan azalabilir. Bunun önüne geçmenin basit bir yolu var: Yeni aktiviteler deneyin, yeni yerler keşfedin. Yeni olanı denemeye açık olun. Bilinmeyeni keşfetme deneyimi, her ikiniz için heyecan verici olacaktır. Bu deneyimin heyecanını yaşarken bilikte olmanın keyfi ise bambaşka olacaktır.

4- Birbirinizin Hayatınıza Olan Katkısını Kabul Edin

Öncelikle partnerinizin hayatınıza olan katkısını gözden geçirin. Partnerinizin hayatınıza olan katkısını samimi bir şekilde kabul etmek önemli bir adımdır. Partnerinizin sizin için ne anlam ifade ettiğini ona göstermeye çalışın. Sizin ve çevreniz için yaptığı güzel şeyler için teşekkür edin. Verdiğiniz değeri büyük sürprizlerle ifade etmenize gerek yok. Teşekkür etmek ya da küçük bir iltifatta bulunmak, beklentilerin çok ötesinde anlamlar taşıyabilir.

5- Birbirinize Fiziksel Şefkat Gösterin

Partnerlerin birbirlerine fiziksel temasta bulunması, aralarındaki duygusal yakınlığı arttıracaktır. Araştırmalara göre fiziksel şefkat kişiye kendisini iyi hissettirir, buna yardımcı olacak hormonların salgılanmasına yardımcı olur, stresi azaltır ve partnerler arasındaki tatmin düzeyini yükseltir. Fiziksel şefkat eylemleri; sarılmak, el ele tutuşmak, kucaklaşmak ve dokunmak gibi eylemleri içerir.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

İlişkilerin Başında Görülen Ciddi Sorunlar

İlişki terapistleri ve uzmanlara göre bazı sorunlar, ilişkilerin başında daha yaygın görülüyor ve ileride ciddi problemlerin kaynağını oluşturuyor. İlişkilerin uzun ömürlü olabilmesi için potansiyel sorunları baştan fark etmek gerekir. Yeni bir ilişkide görülebilecek sorunlar nelerdir?

Yeni bir ilişkiye başlamak genellikle eğlencelidir. Duygusal ve romantik çekim hissettiğiniz biriyle aynı duyguları yaşıyor olmak bir bilinmezliğin kapısını aralarken, yeni bir hikayeye adım atıyor olmak aynı zamanda heyecan vericidir. İlişkinin başında her iki taraf da birbirine en iyi şekilde davranmaya çalışır ama bazı potansiyel sorunlar, kendisiyle ilgili sinyalini en baştan verir.

Yeni bir ilişkinin verdiği heyecan, potansiyel sorunların ve ileride ciddi derecede büyük krizlere neden olabilecek konuların üstünü örtebiliyor. Hatta bazı partnerler karşı tarafa beslediği yoğun duygular nedeniyle, bu sorunların ileride çözülebileceğine dair bir inanç besliyor. Ancak görmezden gelinen bu problemlerin ileri ki zamanlarda çok daha büyük sorunlara neden olabileceği unutulmaması gerekir.

Ortak Nokta Eksikliği

Bir ilişki için romantik çekim kadar, ortak noktaların varlığı da gereklidir. Elbette kimse birbirine tam anlamıyla benzeyemez. Zaten bir ilişkide partnerlerin birbirine benzemesi değil ortak bir zeminde buluşabilmesi önemlidir. Ortak alanları olmayan iki kişinin, bir ilişkiyi uzun süreli devam ettirmesi pek mümkün görünmüyor. Ortak noktalar sadece hobi veya ilgi alanlarıyla ilgili değildir. Kişilik özelliklerinin de birbiriyle tamamlayıcı olması gereklidir. Örneğin içe dönük ve evinde vakit geçirmek isteyen bir partner ile dışa dönük ve dışarıda sosyalleşmekten hoşlanan bir partner, ilişkileri boyunca büyük sorunlarla karşılaşabilirler.

Kontrol Eden ve Talep Eden Kişilik

Aşırı kontrolcü ve talepkar partnerler, toksik ilişkilerin habercisi olabilir. Bu kişiler, partnerlerinin üzerinde tahakküm kurarak hayatları üzerinde kontrol sağlamak ister. İlişkinin başlarında yoğun bir kontrol ve manipülasyon olmasa da kontrolcü partnerler, bir şekilde bu durumla ilgili önemli ipuçları veren davranışlar sergiler. Karşı tarafı ailesinden ve çevresinden soyutlamaya yönelik davranışları, kontrolcülüğün ilk adımlarından biri olabilir. Aynı zamanda bu kişiler, kıskançlık adı altında partnerlerinin davranışlarını kısıtlayabilirler. Talepkar partnerler,ilişkinin başlarında daha az istekte bulunmaya özen gösterir. İlk zamanlarda, talepkar görünmemek için partnerlerine çeşitli hediyeler alarak ya da iyilik yaparak karşılığında bir beklenti içine girebilirler. İstediklerini alamadıklarında agresif tavırlar sergileyebilirler.

Farklı Harcama Alışkanlıkları

Parasal sorunlar, ilişkilerde sıklıkla gündeme gelen sorunlar arasında yer alır. Para harcamayla ilgili alışkanlıklarımız bir anlamda hayat tarzımızı da önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle partnerlerin parayla ilgili tutumları da ilişkilerde önemli sorunlar yaratabilir. Tasarruf yapmak isteyen bir partner ile günlük harcama yapmaktan hoşlanan bir partner için mali sorunlar, zamanla çok daha derin krizlere neden olabilir. Yemek sonrası ücretin nasıl ödeneceği konusunda bile anlaşamıyorsanız; ileri ki dönemlerde evin ihtiyaçları, faturaları ödeme ve hayatınızı idame ettirme gibi parasal konularla ilgili ciddi sorularla karşılaşabilirsiniz. Parasal sorunlar, asla çözülemeyecek bir problem değildir. Üzerine konuşularak çözüme varmak mümkündür.

Geçmişten Gelen Sorunlar

Yeni bir ilişkiye başlamadan önce partnerlerin aklında şu soru belirebilir: “Geçmişteki ilişkisini unutabildi mi?” Bu sorunun cevabı konusunda emin değilseniz, ilişkinizde bir çatlak şimdiden oluşmuş demektir. Her insanın geçmişinde ilişkiler, eski partnerler, kalp kırıklıkları ve unutulmayan aşklar olabilir. Ancak sağlıklı ve mutlu bir ilişki, yeni bir sayfa gerektirir. Her iki partner de birbirlerinin geçmişine takıntılı davranırsa, bu sorun adeta bir hortlak gibi ilişkinin en mutlu anlarını bile gölgeleyebilir.

Sınır Sorunları

İlişkilerin başında partnerler sürekli birbiriyle zaman geçirmekten hoşlanır. Bu doğal bir durumdur. Ancak birlikte zaman geçirmek kadar ayrı zaman geçirmek de önemlidir. İlişkilerde sağlıklı sınırlar kurabilmek önemlidir ve bunu ilk zamanlarda yapabilmek gerekir. En baştan birbirine özel alan tanımayan partnerler zamanla diğer insanlardan izole olabilir ve yalnız kalabilir. Sağlıklı sınırlar belirleyememek aynı zamana partnerlerin ilişkilerine bağımlı olmasına ve öz güven aşınmasına neden olabilir. Ve tabi ki yeni bir ilişki ne kadar heyecanlı olsa da bazı konularda taviz verilmemesi gerekir. Mutlu bir ilişki, mutlu partnerlerle mümkündür. Kendinden olması gerekenden fazla veren bir kişi, ilişkilerinde ki beklentilerine ulaşmakta hayal kırıklığı yaşayabilir.

Kategoriler
Aşk ilişkileri

İlişkilerde Yıkıcı Etkiler Yaratan Sessiz Muamele Nedir?

Daha önceki yazılarımızda sessiz muameleden ufak da olsa bahsetmiştik. Bu yazımızda ise sessiz muamele nedir? Nasıl başa çıkılır? Bu sorular üzerinde duracağız.

İlişkilerde partnerler için her zaman, her şey yolunda gitmez. Bazen öfkeleniriz, bazen kızarız, bazen de büyük hayal kırıklıkları yaşarız. Sorunlara verilen tepkiler ise genelde bir eyleme dökülmüş olur. Konuşmak, bağırmak, el kol hareketleri, mimikler veya hiç istenmese de fiziksel olarak zarar vermek eyleme dökülmüş davranışlardır. Bir de eyleme dökülmeyen tepkiler vardır. Bunlardan biri de psikolojik manipülasyon yöntemlerinden biri olan sessiz muameledir.

Sessiz Muameleme Nedir?

Sessiz muamele, iletişime geçmek isteyen kişiyle iletişim kurmayı reddetmektir. İletişim kurmak isteyen kişinin söylediklerine cevap vermemek, o kişiyi görmezden gelmek, davranışlarını yok saymak ve hatta varlığını reddetmektir. Sessiz muameleme, her ne kadar kırgınlığı ve kızgınlığı ifade etmenin tepkisiz ve basit bir yöntemi olarak gözükse de duygusal bir manipülasyon ve psikolojik şiddet türüdür. Yakın ilişkilerde çok sık rastlanan bir sorundur.

Sessiz Muamelenin Zararları

Sessiz muamelenin amacı bir anlamda karşı tarafı cezalandırmaktır. Sessiz muamele yöntemini kullanan kişilerin zarar verme niyeti olmasa da karşı taraf üzerinde pasif ve psikolojik şiddet uygulamış olur. Bu duruma maruz kalmış kişiler, kendilerini değersiz hisseder. Suçluluk ve korkuyla karşı karşıya kalırlar. Öfkebilinmezlik ve kafa karışıklığıyla ne yapacaklarını bilmez hale gelebilirler. Bu olumsuz duygu durumları, zamanla kişilerde olumsuz psikolojik etkilere neden olur.

Sessiz muamelenin uzun bir süre devam etmesi, buna maruz kalan kişilerde strese neden olur ve kişinin kendisini kontrol etmesi zorlaşır. Bu kişiler, kendilerini reddedilmiş hisseder ve duygusal bir acı yaşarlar. Özellikle buna maruz kalma nedenini bilmeyen kişiler, sorunu anlamak için fazlasıyla zaman ve enerji harcar. Sessiz muameleye maruz kalan kişiler, karşı tarafı kazanmak için elinden geleni yapar ve başarısız olduklarında fazlasıyla incinirler. Bütün suçun kendisine olduğunu ve varlığının değersiz olduğunu düşünmeye başlar. İşte bu yüzden psikolojik şiddet ve gizli duygusal istismar biçimi olarak da adlandırılır çünkü uzun süreli sessiz muamele, maruz kalan kişiye kendisi hakkında olumsuz bir yanılsama yaratır.

Sessiz muamele, bir ilişkide partnerler arasındaki köprüleri yıkar ve tüm iletişim yollarını kapatır. Bu nedenle ortada bir sorun varsa bile bu sorunun daha da derinleşmesine yol açar. Sessiz muamele karşısında ne yapılmalıdır?

1- Olayların Soğuması İçin Zaman Verin

Sessiz muamelenin öncesinde büyük bir tartışma ve öfke patlaması yaşandıysa, her iki tarafın da yatışması için bir süre sesiz kalması gerekebilir. Sessizlik, tartışmanın nedenlerini daha iyi anlamanıza ve olayları daha analiz edebilmenize yardımcı olur. Bu nedenle partnerinizin üzerine gitmeden bir süre sakin kalmak faydalı olacaktır.

2- Karşı Tarafın Duygularını Kabul Edin

İlk olarak savunmacı olmaktan ve çözüm aramaktan vazgeçin. Öncelikle, karşı tarafın duygularını anlamaya çalışın. Neden iletişim kurmak yerine sessiz muamele uyguluyor? Neden konuşmayı reddediyor? Bu sorular üzerine düşünün.

3- Hatanızın Olmadığını Düşünüyorsanız Özür Dilemeyin

İnanmadığınız ve suçlu olmadığınızı düşündüğünüz durumlar için özür dilemeyin. Suçsuz olunduğu halde özür dilemek, ileri ki zamanlarda benzer bir sorunda tekrar sessiz muamele uygulanmasının önünü açar. Ayrıca samimiyetsiz bir özür daha fazla sorun yaratabilir. Bunun yerine karşı tarafın neler hissettiğini anlamaya çalıştığınızı ifade edin ve empati kurmaya çalışın.

4- Gerçekten Hatalıysanız Özür Dileyin

Partnerinizi incitecek veya onu kızdıracak bir şey yapıp yapmadığınızı her yönüyle düşünün. Eğer hatalı olduğunuzu düşünüyorsanız özür dilemekten çekinmeyin. Hatalıysanız, karşı tarafın uyguladığı yöntem ne kadar yanlış olsa da bunun başlangıç noktasının sizin yaptığınız bir hata olduğunu unutmayın. Bu nedenle hatasını anlamış birinin samimi özrü, birçok sorunun çözümü olabilir.

5- Kendinize Odaklanın

Karşı tarafın duygularını anlamaya çalıştınız ve bütün iletişim teklifleriniz reddedildiyse, karşı taraf adım atana kadar beklemeniz gerekir. Sessiz muamelenin aynı zamanda bir kontrol ve manipülasyon aracı olduğunu unutmayın. Karşı taraf sorunu çözmek yerine, sesiz muamele konusunda ısrarla tutumunu sürdürmeye devam ediyorsa; bu durum pasif agresif bir kontrol mekanizmasına dönüşmüş olabilir. Karşı taraf, sizin kendinizi kötü hissetmenizden besleniyor olabilir. Bu noktadan sonra elinizden geleni yaptığınızı unutmayın ve daha fazla manipüle olmamak için odak noktanızı kendinize yönlendirin. Karşı tarafın ilk adımı atmasını bekleyin.

Yayınladığımız yabancı film ve yabancı diziler de telif ihlali olduğunu düşünüyorsanız [email protected] adresinden bize bildirebilirsiniz. Telif ihlali ispatlanan yayınlar 48 saat içerisinde yayından kaldırılacaktır. -
diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - showbet - markaj giriş - bahisbudur - mrbahis - betingo - xslot giriş - pragmatic slot oyunları - egt slot oyunları - egt slot oyna - sugar rush oyna - romabet betibom - sweet bonanza demo oyna - radissonbet - dog house megaways oyna - big bass bonanza oyna - gates of olympus oyna - ganobet - bonus hunt - barn festival oyna - tarafbet - altın casino - trwin - favorislot giriş sweet bonanza oyna - wild west gold oyna - wild wild riches oyna - hiperwin - casipol - casipol - casipol - casipol giriş - casi pol casino - casipol giriş - casipol güncel giriş - casipol - casipol - casipol şikayet - casipol twitter - casipol giriş - casipol şikayetvar - casi pol - casipol güncel giriş - savoybet - bet or spin - betkom - Bahiscent - setrabet - Bu günlerde istediğimiz zaman, istediğimiz yerde online film ve yabancı dizi izlemenin tadını çıkarma fırsatımız olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Sadece 15 yıl önce, aşk filmleri, aksiyon filmleri, komedi filmleri, macera filmleri izlemek istediğimizde kaliteli (Full HD) bir şekilde internetten izlemek imkansız gibiydi. - deneme bonusu - Onwin - Şu anda, istediğiniz zaman heryerden film ve yabancı diziler izleyebileceğiniz gibi işler eskisi gibi değil. Yabancı Film olarak, filmlerin tamamını 1080p (Full HD) kalitede izlemeyi ücretsiz bir şekilde sizlere sunuyoruz. - İnternetin geçmişe göre çok daha hızlı olma yolunda ilerlemesi online olarak hd film izleme imkanımızı arttırıyor. En iyi filmleri online ve ücretsiz olarak sunduğumuzdan kendinizi saatler boyunca film indirmekten kurtarabilirsiniz. Sitemizde 720p, 1080p, hd filmler ile aradığınız eğlenceyi en hızlı şekilde yakalayabilirsiniz. hipercasino - - - hiper casino - - - hipercasino - - - hiper casino - - - hipercasino - - - hiper casino - - - casinoslot - - - casinoslot - - - casinoper - - - casinoper - - bahisnow - bahisnow - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper giriş - - - casinoper giriş - - casinoper giriş - - casinoper giriş - - bahisnow - casino slot - hipercasino - deneme bonusu - https://www.escortsmate.com - - bursa escort - Konya escort - betpas giriş - - restbet giriş - istanbul escort - istanbul escort - escort istanbul - istanbul escorts - escort bayan - - kadıköy escort - anadolu yakası escort - gaziantep escort bayan - gaziantep rus escort - kartal escort - istanbul escort gaziantep escort Bahisal Gir - Betosfer - Dünya kupası Bahis - Marsbahis - jackpot - canlı casino - canlı bahis - nerobet - onwin - floating drogan - restbet - big bass bonanza - barn festival - bonus veren siteler - bahis siteleri - casino siteleri - sweet bonanza - betkanyon - piabet - milanobet - pendik escort - arnavutkoy escort avcılar escort avcılar escort halkalı escort istanbul escort esenyurt escort sşişli escort kapalı escort taksim escort taksim escort