Son dönemlerde insanların evlilik hakkındaki düşünce ve tutumları değişmeye başladı. Bu değişikliğin karşısında toplum ve kültür, büyük bir çoğunluğun üzerinde evlilik için baskı aracına dönüştü. Birçok insan için önemli bir sorun haline gelen evlilik baskısıyla ilgili yazımız sizleri bekliyor.
Toplumun genelinde standartlaştırılmış bir yaşam çizgisi kabul görmüş durumda. Bu standart çizgi, ilişkiler için de oluşturulmuştur. Bu konuyla ilgili ilişki merdiveni kavramından daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Yine de ilişki merdivenini kısaca tanımlayalım. İlişkilerimiz, toplum tarafından kabul görmüş belli bir sıra ve aşamalara göre ilerliyor. Birçok insan romantik ilişkileriyle ilgili kararlarını bu sıraya göre veriyor. Aslına bakacak olursak bu bir kural değil. Her insan, hayatını farklı noktalara yönledirmekte özgürdür. Ancak birçok kişinin özgür seçimleri, evlilik söz konusu olduğunda aile ve özellikle akranlar tarafından sorgulanıyor ve eleştiriliyor.
Evlilik insanların hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Hem evlilik hem de evlilik kararını vermek, zor ve karmaşık bir süreçtir. Günümüzde birçok insanın evlenme konusunda ki düşünceleri, modern hayatın da etkisiyle değişmeye başladı. Yukarıda bahsettiğimiz ilişki merdivenini kullanmak yerine, kendi hayat basamaklarını kullanmak isteyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Bunun yanında, toplumda evlilik konusunda baskıcı davranan önemli bir kesim de mevcut. Bu kesim, evlenme konusunda karar veremeyen, evlenmeyi reddeden ya da gerçek aşkı bulduğunda evlenmek isteyen kişiler üzerinde büyük bir baskı uyguluyor.
Siz de evlilikle ilgili arkadaşlarınız, akranlarınız ve aileniz tarafından baskıya maruz kalıyor olabilirsiniz. Evlilikle ilgili sorularla karşı karşıya kalmak, kaygı ve strese yol açmış olabilir. Belki bu sorular size, kendinizi “yanlış yolda” ya da “geç kalmış” hissettiriyor olabilir. Ancak yanlış olan özgür tercihleriniz değildir. Yanlış olan çevrenizin size uyguladığı baskı ve üzerinizde yarattığı olumsuz etkilerdir. Evlilik baskısına maruz kalıyorsanız ne yapabilirsiniz? Bu yazıda hayatınızı kolaylaştırabilecek bir kaç tavsiyeyi listeledik.
1- Herkes Hayatı Aynı Şekilde Yaşamak Zorunda Değil
Evlilik fikri güzel ve heyecan vericidir ama bu durum, psikolojik ve duygusal olarak evliliğe hazır olan kişiler için geçerlidir. Herkes 25 yaşında evlenip 30 yaşına gelmeden anne ve baba olmak zorunda değildir. Toplum ve yakın çevreniz evlilik, çocuk sahibi olma gibi önemli konularda belli yaş aralıklarına odaklanmış olabilir ama herkes aynı yaş aralığında evlenmek mecburiyetinde değildir. Herkesin yaşam hikayesi birbirine benzemek zorunda da değildir. Her insanın yaşamı biriciktir ve kendine özel bir hikaye yazmaya hakkı vardır. Bu baskılarla mücadele edebilmek için sizin de bu düşünce kalıplarından kurtulmanız gerekir. Siz de toplumun dayattığı baskıyı, kendi üzerinizde uygulamayın.
2- Ne Yapmak İstediğinize Odaklanın
Önce kendinize ne istediğinizi sorun. Evlenmek mi istiyorsunuz? Kariyer yapmak mı? Eğitim hayatınıza devam etmek mi? Ne istediğiniz konusunda kendinizden emin olduğunuzda, başkalarının söyledikleri sizi daha az etkiler. Kendinizden emin olmak, baskı ve eleştirilere karşı daha sağlam durmanızı sağlar. Eğer kararlıysanız, bir süre sonra çevrenizden gelen baskılar sizin için önemini yitirecektir.
3- Savunmacı ve Öfkeli Davranmayın
Duygularınızı aktarırken öfkeli ve savunmacı olmayın. Bu tür davranışlar, karşı tarafın kendi düşüncesini savunmasına neden olur. Konuşmanız, bir sonuca varmayan fikir çatışmasına dönüşür. Karşı tarafın endişelerini anladığınızı ve önemsediğinizi belirtin ve neye odaklanmak istediğiniz konusunda dürüst olun. Aksini düşünen yakınlarınıza kendinizi kibarca açıklayın. Ancak kendinizi suçlu hissettiren, zihninizin karışmasına neden olan ve üzerinizde olumsuz etki bırakmaya devam eden kişilere, bu konu hakkında bir daha konuşmak istemediğinizi açık ve net bir şekilde ifade edebilirsiniz.
4- Duygularınızı Paylaşın
Genellikle çevremizdeki insanlar, şahsımız ve geleceğimiz hakkında yorum yaparken ne hissettiğimizi görmezler. Duygular somut değildir. Eğer biz duygularımızı dürüst bir şekilde aktarmazsak, karşı taraf hissettiklerimizden bihaber olabilir. Bu nedenle sadece evlilik konusunda değil yakın ilişkimizde de duygularımızı dürüst ve samimi bir biçimde paylaşmalıyız. Aynı şekilde siz de ailenizin endişelerini ve evlilik baskısının ardında yatan düşünceleri anlamaya çalışın. Karşılıklı duygu paylaşımı, kesin çözüm olmayabilir ama büyük çatışmaların ve tartışmaların önünü kesebilir.
5- Sorulardan Kaçınmayın
Ailenizden ve arkadaşlarınızın size evlilikle ilgili sorular sormasından çekinmeyin ve cevaplamaktan kaçınmayın. Bu sorulardan kaçmak, sizin sorununuzu çözmenize yardımcı olmaz. Açık bir iletişim kurmak, hayatınızla ilgili planlarınızı ve endişelerinizi karşı tarafa doğru bir şekilde aktarmanızı sağlar.