Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Kadınları mutlu etmenin en basit 15 yolu

Hayatımdaki kadını nasıl mutlu edebilirim diye merak edenler erkekler için tavsiyelerimiz var!

kucak

Kadınları mutlu etmek düşündüğünüzden daha kolay. Sadece biraz düşünceli olmanız gerekir. Küçük jestler yapmak, kadının sevgi ihtiyacını karşılamanın önemli adımlarındadır. Peki bu küçük jestler neler?

Sarilma

1.İş stresini hayatınızdaki kadına yansıtmayın. Eve geldiğinizde güler yüzlü olun.
2.Onunla ilgilendiğinizi belli edin. O gün neler yaptığına dair sorular sorun.
3.Sohbet ederken gözlerine bakın ve onu dinlediğinizi söyleyin. Sadece ona konsantre olun.
4.Ona değer verdiğinizi gösteren notlar bırakın.
5.Ona özel günler haricinde hediyeler alın.
6.Evde oturmaktansa, sıkıldığını anladığınızda el ele yürüyüşe çıkmayı teklif edin.
7.Uyandığınızda onu izleyin, sarılın, öpün.
8.Uyumadan önce güzel sözler söyleyin ve sarılın.
9.İşe gitmeden önce, evden çıkarken ona sarılın.
10.Ladies first, bir yere girerken kapısını açın. Onun önünden girmeyin, ona yol verin.
11.Mutfakta, bulaşıklarda, yemek hazırlanmasında ona yardım edin.
12.Yeni bir şey giydiğinde ona iltifat edin. Saçını değiştirdiğinde dikkat edin.
13.Sabahları ona, siz çay veya kahve yapın.
14. Onu rahat ettirin gerekirse masaj yapın.
15.Onunla alışverişe gidin.

hediye-cicek-sevgili

Kadınları mutlu etmenin en basit 15 yolu konusuna eklemek istedikleriniz veya söylemek istedikleriniz olursa yorum panelinden paylaşabilirsiniz.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İdeal bir ilişki için cevaplamanız gereken 10 soru

İdeal ve mutlu bir birliktelik mi yaşamak istiyorsunuz, ya da halihazırda bir ilişkiniz var ve kafanız mı karışık? İşte sizlere ideal ve mutlu bir birliktelik için kendinize sormanız gereken 10 soruyu sıraladık. Cevaplarınız sizi mutlu ediyorsa umutlu ve mutlu bir ilişkiniz var demektir.

ideal-iliski
1.Her şey hakkında kolayca sohbet açabiliyor musunuz?

2.Özlem duygusuna ne kadar sahipsiniz? O yokken onu özlüyor musunuz?
3.Partnerinizle baş başa vakit geçirmek sizi mutlu ediyor mu?
4.Cinsel hayatınız sizi mutlu ediyor mu?
5.Bireysel ilgi alanlarınız ve hobileriniz var mı? Bunlara yeterince zaman ayırıyor musunuz?
6.Partnerinizden bağımsız bir sosyal hayatınız var mı?
7.Bir problemle karşılaşıldığında, ortak bir çözüme ulaşabiliyor musunuz?
8.Partnerinizle kısa ve/veya uzun vadeli ortak hedefleriniz var mı?
9.Evin işlerini ve sorumluluklarınızı, adil bir şekilde partnerinizle paylaşıyor musunuz?
10.Birbirinizin, ayrı ayrı bir özeli/mahremi olduğunu kabul ediyor ve buna saygı duyuyor musunuz?

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Kadınlar erkeklerin neresine bakar?

kadin-erkek-iliskileri-28

Yoldan geçen bir erkek gördüğümüzde veya ilk buluşmada çaktırmadan baştan aşağı süzeriz. Peki, biz kadınlar erkeklerin neresine bakarız? ‘Yüksek Topuklar’ editörleri olarak toplandık, erkeklerin neresine baktığımızı itiraf ettik, merakla okuyacaksınız!

Önce dişlerine bakıyoruz

Bir erkeğin kendine özen gösterip göstermediğini önce dişlerine bakarak anlıyoruz. Dişinde lekeler veya yemek artıkları olan erkeklerden hiç hoşlanmıyoruz! İnci gibi bembeyaz dişlere sahip erkeklerse bizden 10 puanı kapıyor!

Vücut hatlarını inceliyoruz

Genelde kadınların vücut hatları konuşulur, ancak biz de erkeklerin kilosuna, karnına, kollarına bakıyoruz. Göbekli erkeklerden haz etmiyoruz ve tabii ki fit erkeklerden hoşlanıyoruz! Kol kasları belirgin, ince ve güçlü vücut yapısına sahip erkeklere bayılıyoruz!

Evet, poposuna bakıyoruz

Erkekler, kadınların kalçalarına bakıyor. İtiraf edelim, biz de onların poposuna bakıyoruz! Spor ve iyi beslenmeye kendine iyi bakan erkeklerin poposu gerçekten çok güzel oluyor. Dar kesim bir pantolonla hatları ortaya çıkmışsa gözlerimizi alamıyor, hatta yanımızdaki arkadaşımızı dürtürüyoruz.

Gözlerinde samimiyet arıyoruz

Biz kadınlar duygusalız, her şeyden önce samimiyet ve güvene öncelik veriyoruz. Gerçek şu ki, erkeklerin gözlerine baktığımızda ışıltı, güven ve sevgi görmek istiyoruz. Bu yüzden, özellikle ilk buluşmada erkeklerin gözlerine bakıp karakterine dair ipuçlarını yakalıyoruz.

Kokusuna çok dikkat ediyoruz

Bir erkek ilk bakışta yakışıklı görünmese bile, eğer çekici bir parfümü varsa kadınların beğeni listesinde üst sıraya tırmanıyor. Yeni yıkanmış, mis gibi duş jeli kokan erkeğe gerçekten bayılıyoruz. Erkekleri etkilemenin yolları üzerine birçok tavsiye var ama mesele kadınları etkilemekse, erkekler mutlaka güzel kokmalıdır!

Kıyafetlerin uyumunu önemsiyoruz

Artık erkekler de modayı takip ediyor, trendlere uygun giyiniyor. İşte bu erkekler, kadınlar için ilgi çekici oluyor. Örneğin, lacivert pantolon, beyaz gömlek ve taba rengi ayakkabıyla kombin yapmış erkekleri klas ve çekici buluyoruz.

Erkeklerin saçlarına bakıyoruz

Aslında bazı erkeklere kellik çok yakışıyor, Jason Statham gibi! Ama eğer saçları varsa, bakımlı ve temiz olmasına çok dikkat ediyoruz. Çünkü bu özellikler sadece kadına ait değildir, insanidir. Karşımızdaki erkeğin saçları veya varsa sakalı, bıyığı temiz olsun istiyoruz.

erkekler

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Aşk üzerine söylenmiş etkileyici sözler

askidavetttt

Aşkın tanımı herkes için farklıdır. Ancak, bazı insanlar hepimiz adına etkileyici aşk sözleri söylemiştir. Geçmişten günümüze en etkileyici aşk sözleri bir araya getirdik.

Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir zevki yoktur. Aristo

Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanların kendilerini budalaca aşka kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük işler aşkla uzlaşmaz. François Bacon

Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar. Balzac

Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından ortaya çıkartılmıştır. Bailey

Tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. Adalet aşkı nedir? Adaletsizlik ıstırabından korkmaktır. Aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. Aşk duyuların bir hummasıdır. François La Rocheffoucauld

Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı… Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı. Mevlana

Kadınların büyük tutkusu aşkı ilham etmektir. İnsanı aşkın güzellikleri yaşatır. Moliere

Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır. Montaigne

Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır. Victor Hugo

Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için yalnız kalırlar. Newton

Biz aşk karakteri ile doğarız. Aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. Bundan sonra artık bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? Pascal

Aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi? J. J. Rousseau

Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir… Aşk gözle değil ruhla görülür. William Shakespeare

Yalnız akıllı bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir. Seneca

Aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yaşam neye yarar. Stendal

Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz. Mark Twain

Aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. Tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için ortaya çıkarttı. Voltaire

Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak ister. Oscar Wilde

Ey aşk, güzel ve kısasın… Aşk insanı birliğe, bencillik yalnızlığa götürür. Schiller

İnsana karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir. Robert Owen

İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar. Madame De Scudery

Aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir. Holty

Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir. Goethe

Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır. Geraldy

Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister. Eugene Delacroix

Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur. La Cordaire

Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur. Antoine Bret

Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever. Basta

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Bir kere aldatırsa bir daha yapar mı?

Aldatma, dünyada en yaygın ilişki sorunlarından biridir… Henüz, tecrübe etmediğimizde “aldatılırsam, kesin terk ederim” gibi sözler söyleyebiliriz. Peki, başımıza geldiğinde ne yapacağız? Doktor Zafer Akıncı, aldatmanın nedenlerini ve tekrarlama olasılığını mercek altına alıyor…

Ülkemizde Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED)’in yaptığı araştırmaya göre erkeklerin yaklaşık yüzde 58’i, kadınların ise yaklaşık yüzde 40’ı evlilik süresince en az bir kere eşini aldatıyor. Bu sonuç aslında aldatmanın, ilişkiler açısından bir Kangrene dönüştüğünün büyük bir kanıtı durumundadır.

İnsanlar neden aldatıyor?

Denver Üniversitesinden Klinik Psikolog Kayla Knopp önemli bir araştırmasında aldatmanın 5 güçlü nedenini olduğunu buldu.
1.İlişkiye bağlılığın düşüklüğü (ilişkide çiftlerin birbirleri ile iletişimi azaltmaları, paylaşımın azalması dolayısı ile de sevgi bağının azalmasıdır.)
2.Cinselliğin azalması (Cinsellik ile belirli duyguların ve hormonların eşinizle eş zamanlı yaşanmamasına bağlı sevgi bağının azalmasıdır.)
3.Aşırı dışa dönüklük (eşlerin sosyal medya aracılığıyla veya yüz yüze iletişimle, dışarıya aşırı yönelmiş ilginin, eşten zamanla uzaklaşması ve sevgi bağının azalması)
4.Aldatmaya karşı hoşgörülü tutum ( aldatmanın büyütülmemesi gerektiği, abartmaya gerek olmadığı, bunların normal sayılabilecek olaylar olduğu inancının, beyinde zamanla aldatma eğilimini artırma durumu)
5.Aldatmayı onaylayan ve destekleyen bir sosyal ortam içerisinde olmak (arkadaşların, filmlerin, sosyal medya paylaşımlarının aldatma olaylarını destekleyen yaklaşımları göstermesine bağlı beyinde olumsuzluğun normalleşme süreci)

Bir kere aldatan bir daha yapar mı?

Aldatma bu sebeplerden kaynaklarsa bile hakkında çok fazla söylenti ve mit vardır. Bunlardan önemli bir tanesi de “ bir kere aldatırsa yine yapar” söylentisidir.

Klinik Psikolog Kayla Knopp, çok daha ilginç bir çalışmasında daha önceki sadakatsizlik sayısının gelecekteki davranış üzerinde herhangi bir etki bulamamıştır. Bunun anlamı bir kere aldatan bir daha yapmayabilir.

“Bir kere aldatırsa yine yapar” hem bilimsel araştırmalarla çelişen yanlış bir inanç, hem de yıkıcı aldatma davranışını tekrar ettiren bir koşullayıcı zararlı bir inançtır.

Aslında “bir kere aldatırsa yine yapar” inancı eşimiz için olmasa da çocuklar için geçerli bir yaklaşımdır.

Aldatma çocukları etkiliyor mu?

Aldatmak ile ilgili çalışmalarıyla tanınan ünlü psikolog Dr. Susan Marchant- Haycox; “Eğer bir çocuk ebeveynlerinden birisinin diğerini aldattığını bilerek yetişirse, bir süre sonra sadakatsizliği kabul edilebilir bir şey olarak algılamaya başlar. Bir yetişkin olduğu zaman da aynı aldatma davranışını yapma ihtimali çok yüksektir.”

Gerçi son yıllarda bazı uzmanların “Coolidge Etkisi “ adını verdikleri bir yaklaşımda, aldatmanın erkekler için kaçınılmaz bir gerçek olduğunu ve suçlu olanın ise “Dopamin hormonu” anlatmaya çalıştılar. Bu durum ne yazık ki kötü niyetli olmasa da aldatmayı normalleştirmeye hizmet eden bir yaklaşım oldu.

Peki, herkes aldatır mı?

British Columbia Üniversitesi’nden Psikolog Dennis Fiorino enerjisi düşmüş, tutkuyu kaybetmiş ilişkilerde erkeklerin aldatması ilişkide yeniden canlandırma işine yarıyor gibi açıklamalar yapsa da, bu diş ağrısını geçirmek için zararlı, yasak olan uyuşturucu maddeleri kullanmak gibi bir yaklaşımdır.

Aslında aldatma, hem fizyolojik ve psikolojik zararı olan hem de aile birlikteliğine ve kişilik özelliklerine zarar veren yıkıcı bir davranıştır.

Psikolog Dr. Shirley Glass araştırmaların, “Bir birliktelik yaşasak da başka birisinden etkilenebiliriz. İlişkimizde mutlu olsak bile bu bir şeyi değiştirmez. Sadakat bizim karakterimizle ve değer yargılarımızla ilgilidir” sonucunu ortaya koyduğunu anlatıyor. Bu çalışma “daha kişilikli olmak istiyorsak eşimize sadık olmalıyız” düşüncesini doğruluyor.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Kadınların cinsel problemlerinin psikolojik nedenleri

Bir çok kadın cinsel ilişki sırasında partnerine tam anlamıyla katılmıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkiye üzerinde 10 kadından 9’u cinsel yaşantısından mutsuz. Bu mutsuzluğun kişinin hisleri ile ilgili olduğu ön görülüyor. Büyük nedenler ise psikolojik nedenler olarak ortaya çıkıyor.

Cinsellikten uzak yetiştiriliyorlar

Mahalle baskısı, örf ve adetler gereği cinsellikten uzak yetiştiriliyorlar. Bu yüzden neyin cinsel olarak uyarıcı olduğunu çoğu zaman bilmiyorlar ve dile getiremiyorlar.

Kendilerini yetersiz görüyorlar

Özgüven ve psikoljik sorunlar sebebiyle kendilerini cinsel ilişki sırasında veya öncesinde yetersiz gördükleri için çekiniyorlar.

Eşlerine göre hareket etmeleri dayatılıyor

Sevişme sırasında insiyatif almaktansa erkeğin isteklerini ön plana koyuyorlar. Yani dayatılan istekleri uyguluyorlar ve cinsel hayatlarından mutsuz oluyorlar.

Eşini memnun edememe endişesi uyarılmayı güçleştirir

Çocukluğundan itibaren pek çok şey dayatılan kadından her zaman bir beklenti var. Beklentilerin oluşturduğu psikolojik baskı ortaya memnun edememe endişesini çıkarıyor.

Aile içi şiddet erkeklerden soğutuyor

Türkiye şartlarında küçük yaşlardan itibaren gerek sözlü gerek fiziksel şiddete maruz kalan kadınlarda oluşan psikoloji onları erkeklerden uzaklaştırıyor.

Stres ve üzüntü de cinselliği etkiler

Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü ortaya çıkartan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilir.

Yaş ilerledikçe sekse ilgi azalabilir

Yaşlandıkça cinsel tepkimeler azalabiliyor. Buna hormonların çalışması ile ilgili bir durum olarak bakılıyor.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Sevgilinizi etkileyecek rengi bulun!

Renkler hayatımızda büyük önem taşır ve her rengin anımsattığı bir durum, bir anlam vardır. Peki, renklerin sevgiliniz üzerindeki etkisini biliyor musunuz? Sevgilinizin rengini bulun, onu etkilemenin ve ilişkinizi sürdürmenin ipuçlarını öğrenin!

Doğallığın ve huzurun rengi: Beyaz

Gösterişten hoşlanmayan, sakin ve huzurlu bir hayat süren kişileri beyazla simgeleyebiliriz. Beyaz grubun insanları her şeyi deneyimlemek gerektiğini düşünmezler. Onlar başkalarının tecrübelerinden de ders alabilen ve doğal yaşamdan haz alan bireylerdir. Yaşamın gizemlerle dolu olduğunu kabul eder ancak bu gizemleri keşfetmeyi düşünmezler. Dengeyi bozmadan, doğayı sevenlerdir.

Beyaz gruptan birini etkilemek ve gönlünü kazanmak istiyorsanız; gösterişten, abartıdan uzak durun. Çevrenize karşı hassas davranın. Sade ve huzurlu bir ilişki sağlayın. Hatta onun gözüne girmek istiyorsanız, doğayı koruma derneği gibi toplumsal derneklerde gönüllü olabilirsiniz.

Canlılığın ve hareketin rengi: Kırmızı

Cesur, enerjik, atak ve maceraperest insanların rengidir. Kırmızı grubun insanları, adrenalin ve belirsizlik severler. Onlar için hayat bilinmez bir yolculuktur ve karşılarına ne çıkacağını bilmeden yola atlarlar. İlgi çekmeyi ve göz önünde bulunmayı severler. Partilerin aranan tipleridir.

Kırmızı gruptan biriyle birlikte olmaya karar verdiğinizde, her ana bavulunuzu kapıda hazır tutmalısınız. Bir yere gitmek istediğinde kabul etmeli, hep desteklemeli ve yanında olmalısınız. Eğer maceradan, belirsizlikten ve heyecandan hoşlanmıyorsanız, kırmızı gruptan biriyle ilişkinizi yürütmeniz zordur. Bungee Jumping yapmak, herkesin görebileceği bir yerde gizlice öpüşmek gibi heyecanlı hareketler onu tavlanmanıza yardımcı olur.

Düzenin ve detaycılığın rengi: Yeşil

Yeşil insanları titiz ve detaycıdırlar. Olaylara karşı sabit tepkileri vardır. Onları değiştirmek zaten mümkün değildir ama fikirlerini değiştirmek için bile uzun uzun dil dökmeniz gerekir. Korumacı ve bilgiç bir tutum sergilerler. Onların hayatında sistem ve düzen önemlidir. Kuralların bozulmasından, dağınıklıktan hoşlanmazlar.

Yeşil guruptan biriyle birlikte olmak istiyorsanız; mutlaka sizin de düzenli ve tertipli olmanız gerekir. Yoksa size hayatı zindan edecektir. Defter kabınızdan, duvarınızda asılı duran posterin yamukluğuna kadar her ince detaya karışırlar. Ancak onların hayatına karışmanıza ve düzenlerini bozmanıza izin vermezler. Doğum gününde şık bir ajanda almak veya alarmlı bir bilgisayar programı hediye etmek, sizi onun gözünde yüceltecektir.

Duygusallığın rengi: Mavi

Mavi grubun insanlarının en belirgin özellikleri duygularının sürekli iniş çıkış içinde olmasıdır. Öfkeleri de kızgınlıkları da sevinçleri de kısa sürer. Duygusal ve empati kurabilen, sağduyulu kişilerdir ancak damarlarına basmamanız gerekir. Onların şifre cümlesi, “yardımına ihtiyacım var!” ve onlar vicdanları gelişmiş ve merhamet duyguları yüksek kişilerdir. Hatta bunu zaman zaman abartabilirler.

Mavi gruptan biriyle birlikte olacaksanız, bazı konularda sakin kalmayı öğrenmelisiniz. O öfkelendiğinde cevap vermemek, sakinleşmesini bekleyip konuyu daha sonra sizin açınızdan anlatmak, gözüne girmenizi sağlayacaktır. Hafta sonu bir şiir dinletisine bilet alarak davet edebilirsiniz. Sevdiği bir yazarın kitabını okuyarak sohbet etmek de sizi diğerlerinin arasından çıkarıp gönül listesinde birinci sıraya sokar.

galeribanner12

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Evliliği boşanmaya götüren 6 davranış

Evlenmek, insanın hayatını değiştiren önemli bir adımdır. Evliliğin problemsiz bir şekilde ilerlemesi de çiftin elindedir. Evliliği çıkmaza sokmak, sorunları düzeltmek için çaba sarf etmemek, boşanmaya kadar gider. Evliliği boşanmaya götüren 6 davranışı öğrenmek için hemen haberimizi okumaya başlayın.

Mutlu evliliğin sırları

Evliliğin hayatınızdaki yeri, onun önemini belirler. Eğer evlilik sizin için yaşamın merkeziyse ve bütün hayatınızı ona göre yönlendiriyorsanız, muhtemelen daha çok hata yaparsınız. Evliliği bir yol arkadaşlığı, sevgi dolu bir ortaklık olarak görebildiğiniz ve yaşayabildiğiniz zaman, evlilik farklı bir yol haline gelir ve sizi mutlu eden bir paylaşıma dönüşür.

Ancak evliliği çıkmaza götüren ve ayrılık sokağına girmenize neden olan bazı davranış kalıpları vardır. Çiftler bu konularda olgun ve sağlıklı yaklaşmayı beceremezlerse, sonuç çoğunlukla boşanmayla biter.

Öfke kontrolünü öğrenmek

Öncelikle öfke kontrolünü öğrenmek, her iki taraf için de oldukça önemli bir davranış biçimidir. İki insanın bir arada yaşayıp, birbirlerine karşı zaman zaman kızmamaları zor olduğuna göre, sinirli hallerinde davranışlarını düzenlemeyi öğrenmeleri gerekir. Sinirliyken tartışmayı uzatmak yerine, biraz daha sakin zamanda konuyu açıklığa kavuşturmak en doğru iletişim biçimidir.

Kaybetme korkusu yaşamak

Kaybetme korkusunun yüksek olduğu ilişkilerde de pek çok sorunla karşılaşılır. Çiftlerden birinin bu duygusu yüksek olduğunda, tepkileri de ağırlaşacaktır. Bu iyi niyetli tavırlarda olsa bile, çok yorucu gelebilir. Özgürlüğü fazlasıyla sınırlamak, nefes alma alanı ortaya çıkartmamak gibi pek çok konu karşı tarafı boğmaya başlar ve ilişkinin huzursuzluğunu peşinde getirir.

Kıskançlık evliliği yorar!

Kıskançlık, evliliklerin yorucu sorunlarından biridir. Aşırı kıskançlık, aslında kişinin kendiyle ilgili problemidir. Herkes biraz kıskanılmayı keyifli bulur ve ilişkilerde dozunda olan kıskançlık, ilişkinin dinamiklerinden biridir. Ancak bu durumun çok ince bir çizgi üzerinde yürümek olduğunu unutmamak gerekir. Kıskançlık, kişinin kendiyle ilgili özgüven sorunu veya bilinçaltına yerleşmiş ağır yalnızlık, kaybetmek korkusu gibi pek çok psikolojik etkenle birleşmiş olabilir. Bu durum eğer abartılı bir hal aldıysa, profesyonel destek almak, ilişkiyi kurtarmaya yardımcı olabilir.

Eşinizle iletişim kurun!

Bazı çiftlerin iletişim sorunları bir türlü bitmediğinden ilişkileri parçalanır. Karşı tarafı suçlayarak iletişim kurma mücadelesi, maalesef sonuç vermez ve ters teper. Çiftin arasında hiç bitmeyecek bir çatışma başlar, kişiler iletişimi sonuçta kavgayla bitirirler ve suçlayan tarafın asıl anlatmak istediği konudan çıkılır, suçlananın ise artık ilişkiyle ilgili davranış biçimi daha da ters olacaktır.

Sorunlar cinselliği azaltır!

Sorunlar artıkça cinsellik de azalmaya ve çiftlerin arasında soğukluk yaşanmaya başlar. Bu soğukluk gittikçe çiftin birbirinden kopmasına neden olur. Bazen de sorun cinselliktir. Taraflardan biri yaşanılandan mutlu değilse, bir süre sonra çığ gibi büyüyen bir sorunla uyumaya başlarlar. Çiftlerin karşılıklı olarak isteklerini birbirlerine anlatabilmeleri ve ortak bir zevki yaşayabilmeleri değer kazanacaktır.

İhanet evliliği bitirir!

İhanet evliliği ciddi biçimde parçalamaya götüren önemli bir hatadır. İhanetle yaralanan ilişkiler çok zor toparlanır ve hep bir yara olarak kanar. Her iki taraf için de onarılması, düzeltilmesi zor bir iz bırakacaktır.

Evlilikleri düzgün ve sağlıklı yaşayabilmenin yolu karşılıklı olarak bu yaşam ortaklığına gönüllü olmak, eşe sahip çıkmak, sevmek, saygı duymak ve onun bir birey olduğunu, hayatımızı paylaşan sevdiğimiz insan olduğunu ancak asla bizim malımız olmadığını hiç unutmadan yolumuza devam etmemiz gerekir. Biraz nezaket ve fedakarlık da bu yemeğin tadı, tuzu olacaktır.

galeribanner12

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Erkekler kadınlardan daha geç olgunlaşıyor!

Erkeklerin, kadınlardan daha geç olgunlaşması, çoğu ilişkide büyük bir problem haline gelebiliyor. “Yüksek Topuklar” ekibi olarak kadınların olgunlaşmamış erkekler konusundaki sıkıntılarına değindik. Özel haberimizi hemen okumaya başlayın!

Erkeklerin olgunlaşma yaşı kaçtır?

Erkeklerin kadınlardan daha geç olgunlaştığı bilinir ve bunu çocukluktan itibaren gözlemleyebilirsiniz. Erkek çocukları hala misket oynarken, aynı yaşta kız çocuklarının makyaj yapıp sinemaya gitmek ve flört etmek istemelerinin sebebi aradaki bu bariz farktır.

Bu konuda yapılan araştırmalar çok önemli bir bulguyu ortaya çıkardı ve bilim inşaları artık erkekler için olgunlaşma yaşını tespit etti; 43! Evet, tam olarak erkekler 43 yaşında olgunluğa erişiyorlar, yani kadınlardan 11 yıl sonra…

Kadın ve erkekler için 30 ve 40 yaşlar hala olgunlaşmamış anlamı taşıyor çünkü kadınların tam olarak olgunlaşması 32’yi bulurken, erkeklerin olgunlaşma yaşı 43 olarak tespit ediliyor.

Erkekle kadın arasında yaş farkının olması gerektiği görüşünü destekleyen bu açıklamalar, aynı zamanda kadınların genç yaşta bütün yaşam sorumluluklarını üstlenmelerine rağmen neden erkeklerin aynı yaşta hala video oyunlarıyla eğlendiğini de açıklıyor, öyle değil mi?

Kadınların aynı yaşlarda biriyle ilişkideyken daha olgun davranması ve her zaman kendilerinin alttan aldığı konusunda şikayette bulunması, bu araştırmaların ispatı niteliği taşıyor.

İlişki hakkında veya ciddi konularda konuşabilen kadınlara karşılık, olayları daha basit ve pervasızca algılayan erkeklerin, olgunluk yaşlarına ulaştığında benzer biçimde düzene girmeleri de anlaşılır oluyor böylece…

Bir erkek nasıl olgunlaşır?

Yapılan araştırmalar, benzer yaş grubunda evli olan, özellikle 25-40 yaş grubu kadınlarının eşlerinin olgun olmadığı, olgun davranmadığı, sorumluluk alamadığı gibi şikayetlerle karşılaşmasının doğal olduğunu ortaya koyuyor.

Ortalama her 13 kadından birinin ilişkisi veya evliliği bu şikayetten dolayı sona ererken, her 4 erkekten biri, eşinin veya sevgilisinin kendisini olgun davranmamakla suçladığını kabul ediyor.

Kadınların neredeyse yarısı, eşlerine karşı sadece kadınlık vazifelerini yerine getirmekle kalmayıp, tıpkı bir anne gibi davranmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.

Bir İngiliz kadını senede neredeyse 14 kez, eşine biraz daha büyük ve olgun davranması gerektiği konusunda ikazda bulunuyor. Her 10 çiftten biri, eğlenmek için farklı şeylerden keyif alıyor. Özellikle kadınlar bilgisayar oyunlarını eğlenceden çok, uzun süreli bir bağımlılık olarak görüyor.

Yapılan araştırmalara, kadın veya erkek her 3 kişiden birinin içinde olgunlaşmayı reddeden bir çocuk olduğunu gösteriyor. İngiltere’de yapılan bu araştırma tüm dünyada kabul görüyor ve neredeyse tüm insanlar için geçerliliğini koruyor. Yani erkekler, kadınlardan daha geç olgunlaşıyor…

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İlişkiye zarar veren 7 davranış

Mutsuz bir ilişkiniz varsa öncelikle durup neden böyle olduğunu düşünmelisiniz. Siz veya partneriniz ilişkinize zarar veren davranışlar mı sergiliyorsunuz? Mutlu bir ilişki için bu davranışların neler olduğunu bulun ve ilişkinizi iyileştirmek adına adımlar atın. “Yüksek Topuklar” ekibi olarak ilişkiye zarar veren davranışlar hakkında özel bir haber hazırladık.

Herkes mutlu ve huzurlu bir ilişkinin hayallerini kurar. Ancak ilişkiye başlandığı andan itibaren farkında olmadan kötü alışkanlıklar edinilir. Bu alışkanlıklar zamanla ilişkiyi yıpratır ve zarar verir. İlişkinizde yaşanan problemler okul veya iş hayatınızı da olumsuz etkiler. En iyisi ilişkiye zarar veren davranışları tespit ederek bu davranışlardan kaçınmaktır. Peki, ilişkiye zarar veren davranışlar nelerdir?

Sorunları susarak değil, konuşarak çözün!

Tartışma yaşadığınız konuyu çözmeden kapatmayın. Eğer susarak o konunun kapanacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hiç beklemediğiniz bir anda tekrar o konuyla karşılaşabilirsiniz. En doğrusu içinizdekileri dürüstçe ifade etmektir. Aklınızda soru işaretleri kalırsa o ilişki sizi huzursuz eder. Huzursuz bir ilişki de kavgalara daha da kötüsü ayrılığa açıktır.

İlişkiniz başka ilişkilerle kıyaslamayın!

İlişkinizi başka ilişkilerle kıyaslamak sizi mutsuz eder. Siz karakter olarak diğer çiftler gibi olamazsınız. Onlar da sizin gibi olmaz. Ayrıca mutsuz giden bir ilişkiyi dışarıdan anlamanız bazen zor olabilir. Herkes göründüğü gibi değildir. Bunu sakın unutmayın. Kendi ilişkinize odaklanın ve beraber geçirdiğiniz anların tadını çıkarın.

Eleştirirken kırıcı olmayın!

Eleştirileriniz her zaman yapıcı olmayabilir. Dikkat edin ve partnerinizi kırmayın. Ağır eleştiriler geri dönüşü olmayan kırgınlıklar ortaya çıkartabilir. Bu da ilişkinize zarar verir. Farkında olmadan yaptığınız eleştiri ilişkinizin bitmesine bile sebep olabilir.

Tehdit edici laflardan kaçının!

Herhangi bir konuda tartışmaya başladınız. Bu tartışmaya çıkmaza sokan en büyük hatalardan biri partnerinizi ilişkiyi bitirmekle tehdit etmektir. Ayrılık kelimesini sık sık dile getirirseniz ilişkinizi yıpratırsınız. Bazen bu tehditler partnerinizi harekete geçirebilir. Sinirle ağzınızdan çıkan laflara dikkat etmenizde fayda var.

Sürekli kontrol etmekten vazgeçin!

İlişkideki kontrolü eşit olarak ele alın. Tek taraflı ele alınan kontrol partnerinizi bunaltabilir. Ona sürekli emirler vermekten kaçının. Nasıl davranması gerektiği hakkında ona uyarılarda bulunmayın. Aksi takdirde bu uyarılar kavgalara dönüşür ve ilişkinize zarar verir.

İlişkinize heyecan katın!

Özellikle uzun ilişki yaşayan çiftler, ilişkilerinin monotonluğundan şikayetçidir. İlişkinizi sıkıcılıktan kurtarmak adına birlikte yeni planlar yapın veya yeni hobiler edinin. Hafta sonu daha önce hiç görmediğiniz bir yere kaçamak yapabilirsiniz. İkinizin de ilgi duyacağı bir hobi bulun. Spor, resim, tiyatro, müzik gibi aktivitelerle ilgili bir kursa yazılın. Bu değişikliklerin ilişkinize iyi geldiğini göreceksiniz.

Kendinize zaman ayırmayı ihmal etmeyin!

İlişkiye başlandığınızda kendinize ayırdığınız özel zamanlar azalır. Arkadaşlarınızla daha az görüşmeye başlarsınız. Sürekli sevgilinizle vakit geçirirsiniz. Böyle devam eden bir ilişki ne yazık ki gün geçtikçe yıpranır. Haftada bir iki günü arkadaşlarınız ve kendiniz için ayırın. Aynı şekilde sevgilinizden de öyle yapmasını rica edin. Değişiklik ve iki günlük uzaklaşma ilişkinize heyecan katacaktır. Bir araya geldiğinizde ayrı geçirdiğiniz günlerde neler yaptığınızı keyifle anlatırsınız.

İlişkinize zarar veren davranışların farkına varın ve onları tekrarlamamaya çalışın. Böylece sevdiğiniz insanla birlikte geçireceğiniz çok daha mutlu ve huzurlu yıllar sizin olsun!

galeribanner12