Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İlişkinizdeki iletişim kopukluğuna son verin!

Genel olarak çiftler bir problemle karşı karşıya kaldıkları zaman, bu problemi kendi aralarında çözme taraftarıdır. Her ilişkide tartışmalar ve fikir ayrılıkları yaşanabilir. Ancak, ilişkide iletişim kuramamak problemin büyümesinden ayrılığa kadar gidebilir. Uzman Psikolog Alara Köksal, sizler için ilişkide iletişim problemleri ve çözümleri hakkında faydalı bir yazı hazırladı. İlişkinizdeki iletişim kopukluğuna son vermek için özel haberimizi okumaya devam edin!

Sınırlara dikkat edin!

İletişimsizlikten kaynaklanan susmalar, geri çekilmeler zaman içerisinde küçücük bir problemi bile bir çığ haline getirebilir. Bir tarafın daha baskın geldiği, cümleleri daha iyi süslediği durumlar olabilir. Kendinizi savunduğunuzda bunun yetersiz geldiğini düşünebilirsiniz. O zaman dönüp geriye bakmak gerekir. Bu durum neden ve nasıl kaynaklandı? İlişkide tartışma uzamasın diye sustuğunuz dönemler oldukça fazla mı ya da partnerinize karşı fazla mı toleranslısınız?

İlişkilerde zaman zaman fikir ayrılıklarının olması oldukça olağan bir durumdur. Çünkü her insan biriciktir ve kendine özeldir. Yetiştiği aile, kültür ve toplum kişinin temelini oluşturur ve zaman içerisinde iki farklı insan bir araya gelerek ilişkinin tohumlarını atarlar. Her noktaya aynı bakış açısıyla bakmaları mümkün değildir. Nasıl ki tartışmaların fazlası yıpratıcı oluyorsa aynı şekilde ilişkilerde hiç tartışmama hali de dikkat edilmesi gereken bir soru işaretidir.

Suçlayıcı ve genelleyici olmaktan vazgeçin!

Herhangi bir olayda partneri doğrudan suçlamak ya da ‘sen zaten hep böylesin’ gibi genelleyici bir tavır sergilemek o an ki öfkenizi dışarıya yansıtmanıza yardımcı olabilir fakat bunun daha sonrasında daha büyük tahribatlara yol açabileceği kaçınılmazdır.

Her olayda kendinizi haklı görmeyin!

Zaman zaman kişi haklı olduğunu kanıtlamak adına tartışma yolunu o kadar çok tıkar ki karşı taraf ‘nereden bu konuya geldik’ demekten kendini alıkoyamaz. Bu noktada eldeki konudan bağımsız, farklı bir yola girersiniz ve iletişimi neredeyse yok denecek kadar azaltmış olursunuz.

Hoşunuza gitmeyen bir tavrı ya da tutumu içinize atmak ya da görmemezlikten gelmekte bir diğer iletişim problemini oluşturan etmenler arasındadır. Çünkü emin olun ki içinize attığınız her problem zamansız bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu durum hem sizi öfkelendirir hem de karşı tarafı. Bu yüzden sıkıntı duyduğunuz konuyu partnerinize anlaşılabilir bir şekilde aktarmaktan çekinmeyin. Değer yargılarınıza aykırı gelen düşünceleri içinize atmak ilişkiye sağlıklı bir şey kazandırmaz aksine sizi öfkeledirir ve ilişki ve iletişim gücünü oldukça olumsuz etkiler.

İlişki bir ego savaşı değildir. Bu yüzden karşınızdaki kişi sizi eleştirdiği zaman korumacı savunmacı bir hal takınmak ya da kıyaslama içerisine girmek ilişkiyi oldukça yıpratan nedenler arasındadır.

Empati kurmayı unutmayın!

Empati kurmak, hayatın her alanında size farklı kapılar sunar ve başka çerçevelerde olayı incelemenizi sağlar. Karşı tarafın size neden bu şekilde davrandığını ya da neden o sözleri sarfettiğini anlamak, olaya onun çerçevesinden bakmak belki de çığ gibi büyüyen bir tartışmanın alevlerini söndürebilir.

Çok klişe gibi görünse de fikir ayrılıklarına saygı gösterilmesi ilişkinin dinamiği açısından son derece önemli bir durumdur. Partneri devamlı bağırıyor, küsüyor ya da kızıyor diye her denileni onaylamak hem kişinin kendisini pasif görmesine neden olur hem de ilişkiye dair soru işaretlerinin başlıca kaynağını oluşturur.

Kendinizi karşı tarafa yeterli bir şekilde ifade edemiyorsanız ve kavgalar gün geçtikçe büyüyorsa neler yapmalısınız?

Eğer her yolu denediğiniz ve yine de karşı tarafa kendinizi ifade edemediğinizi, sorunların bir çözüme kavuşmadığını düşünüyorsanız öncelikle durup ruhen kendinizi dinleyin. Çünkü karmaşaya girmiş, arap saçına dönmüş bir ilişki ve iletişim bazen sizler ne yapsanız da çözülmeyebilir. Kurtarayım düşüncesiyle girdiğiniz her yol ilişkinizi daha farklı boyutlara sürükleyebilir. Başka problemlere neden olabilir. Çünkü bu noktada sağlıklı iletişim ne yazık ki ortadan kaybolmaya yüz tutmuştur.

Eş-dost desteği oldukça önemli bir faktör fakat yönlendirmeler her zaman sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir. Yazımın başında da söylediğim gibi her insan biriciktir ve her olaya verdiği tepkiler farklıdır. Yakın bir dostunuzun kendi ilişkisini baz alarak sizi yönlendirmede bulunması işe yaramayabilir aksine karmaşıklığı daha da tetikleyebilir.

Öncelikle çift/aile danışmanlığı almanız için illa ki yolun sonuna gelmiş olmanız gerekmiyor. Hayatın her alanında olduğu gibi bu noktada da erkenden destek almak, tıkanan yolları açıp, çözüme kavuşturmak hem sizin hem de partneriniz için oldukça sağlıklı olacaktır. İşinde uzman bir terapist her iki tarafa da nötr yaklaşım sergileyerek, terapiye özgü metodlarla ilerleyerek sağlıklı karar vermenize yardımcı olacaktır.

Uzm. Psikolog Alara Köksal

Cinsel Terapist & Aile ve Çift Terapisi

Halaskargazi Mh. Zafer Sk. No:46 Modern İş Merkezi Ofis No: 301

Köksal Psikolojik Danışmanlık

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Cinsellikte mutlu olmak için tavsiyeler

Cinsellik biraz daha kendini göstermeye başlamış bir kavram olsa da tam anlamıyla doğru bilgiye ulaşmak ve bu konu hakkında konuşabilmek her zaman mümkün olmuyor. Cinsellik, konuşulmadığı gibi farklı kaynaklardan ya da kulaktan duyma bilgilerle öğreniliyor. Peki, bu durumun önüne geçmek ve cinsellikte mutlu olmak için ne yapmalı? Uzman Psikolog Alara Köksal, sizlere cinsellikte mutlu olmak için tavsiyelerde bulunuyor.

Cinsellik nedir?

Farklı kaynaklar ve kulaktan duyma bilgiler kişiye doğru bilgi vermekten ziyade hem yanlış bilgiler veriyor hem de cinselliği korku haline getirebiliyor. Abartılmış ilk gece hikayeleri, kızlık zarına atfettirilen büyük anlamlar kadınları, performansa dayalı abartılmış hikayeler, porno sitelerindeki uzun metraj filmler ise erkekleri korkutan veya cinsellikten soğutan nedenler arasında.

Cinsellik, hayati bir olgu olmasa bile temel bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Aynı zamanda, cinsellik sadece penis ve vajina birleşmesinden ibaret bir durum değildir. Ön sevişme, partnerlerin birbirinin dilini anlaması ve açık ifade ediş şekilleri ise cinselliğin seyrini belirleyen önemli kıstaslardandır.

Genel olarak kadınlar partnerlerine karşı açık bir şekilde istek ve beklentilerini ifade etmekten çekinirler. Bunun nedeni, toplumsal olarak cinselliğin ayıp, günah ve yasak olarak algılanmasıdır. Bu olguyu ayıp olarak gören kadın, partnerine karşı bir utanç duyabilir isteklerini dile getiremediğinden ilişkiden haz alma boyutu minimuma inebilir.

Ön sevişme süresinin önemi

Seks, kişilerin maksimum düzeyde haz duydukları eğlenceli ve son derece keyifli bir tanım olarak açıklayacak olursak bunun temel taşının ön sevişme olduğu unutulmamalıdır. Sevişme süresi ne kadar uzun tutulursa -yeterli oranda- kişiler bedensel anlamda birbirlerini daha iyi tanır. Haz duyulan bölgeler, kimin neyden ne şekilde hoşlandığı gibi önemli bileşenler sevişme esnasında kendisini gösterir. Ek olarak sevişme süresinin yeterli oranda uzun tutulması stres yaşayan bir kişinin stres düzeyini minimuma indirir. Yani vajina ıslandı, penis erekte oldu diye hemen birleşme gerçekleşecek diye bir kural yok.

Cinsel birleşme esnasında iletişim de son derece önemlidir. Kişi illaki belirli bölgelerden haz alacak diye bir kural yoktur. Erojen bölge dediğimiz alanlar kişiden kişiye göre değişir. Örneğin, bir kadın ya da bir erkek diz kapağından bile haz duyabilir. Partnerlerin bunu bilmesi, aktif ve eğlenceli bir cinsel yaşantı yaşaması için oldukça önemlidir.

Önemli kriterlerden biri onaylama

İlişki esnasında, ‘bundan hoşlanıyor musun?’, ‘bu şekilde devam edelim mi?’ gibi sorular sormak ve geri bildirimler almak ilişki esnasındaki yaklaşım tarzınız açısından oldukça önemlidir. Dikkatinizi dağıtacak, durumla alakasız sohbetlerden bahsetmiyorum. Kişinin kendi bedenine duyacağınız saygıya değinmek istiyorum. Kişiyi kendi istek ve beklentilerinize göre hareket ettirmek bu aktiviteyi keyif almaktan ziyade işkenceye dönüştürebilir. Bu durum da kişiyi ve ilişkiyi doğrudan etkiler.

Bahsettiğimiz ön sevişme, iletişim ve onaylama aslına bakacak olursanız bir zincir gibi birbirini takip eden üç önemli etmen. Hepsi birbirlerinden beslenen ve aynı doğrultuda ilerleyen kavramlar. Sevişme, seks toplum açısından çok farklı yorumlanıp gelişigüzel yaşanabiliyor. Sadece ‘ihtiyaç’ olarak algılanabiliyor ya da tek bir tarafın yönetmesi, tek bir tarafın isteklerinin yerine gelmesi üzerine kurulu olabiliyor. Bu şekilde cinsel yaşantısını devam ettiren kişilerin cinselliğe olan bakış açıları ve aldıkları haz zaman içerisinde minimuma indiği için, çatışmalar kendini göstermeye başlıyor.

Bu yüzden kavramların gerçek anlamlarına dikkatle yönelmeli, partnerler, sözel ve bedensel anlamda birbirlerini dinlemeyi ihmal etmemelidir. Seks belirli kuralları olan bir olgu değildir. Siz neyden, ne şekilde, ne kadar çok zevk duyuyorsanız seks odur.

Uzm. Psikolog Alara Köksal

Cinsel Terapist & Aile ve Çift Terapisi

Halaskargazi Mh. Zafer Sk. No:46 Modern İş Merkezi Ofis No: 301

Köksal Psikolojik Danışmanlık

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Çiftleri aldatmaya iten nedenler nelerdir?

Freud’a göre her bireyde aldatma eğilimi vardır. Peki, insanlar neden aldatır? Bu sorunun tek bir yanıtı yoktur, partnerden partnere, ilişkiden ilişkiye göre değişebilen nedenleri vardır.

Fiziksel ve duygusal aldatma nedir?

Bireyler ilişkiye başlarken konuşulmayan ama iki tarafın da bildiği bir sadakat sözü vermiş olurlar. Bu sözde temel bağlılığın iki taraf için de birbirlerine yönelik olması durumu söz konusudur. Aldatma bu temel bağın sarsılması, verilen sözün yerine getirilmeyişi demektir. Aldatma fiziksel veya duygusal olabilir. Fiziksel aldatma; var olan ilişki dışından bir bireyle fiziksel olarak yaşanan bir yakınlıkken, duygusal aldatma; var olan ilişki dışından bir bireyle yaşanan duygusal yakınlıktır; kişi duygusal kaynaklarını yani, zamanını, sevgi ve ilgisini başkasıyla paylaşmaktadır. Kimileri için fiziksel aldatma ilişkiyi bitirmek için bir nedenken kimileri için de duygusal aldatmanın daha ön planda olduğu görülmektedir.

Aldattıktan sonra barışmak…

Aldatma ilişkide bir problem olduğunun işaretidir. Taraflardan biri ilişkideki herhangi bir alanda ihtiyaç duyduğu tatmini bulamadığı için bu ihtiyacını karşılamak üzere başka birine yönelir. Peki aldatma ve aldatılma olaylarının yaşandıktan sonra ilişki kurtarılabilir mi? Eğer iki tarafta da ilişkiyi devam ettirmeye yönelik bir motivasyon varsa ilişkiyi onarmak mümkündür. Bu süreçte aldatma ve aldatılmaya sebep olan faktörlerin neler olduğunu belirlemek, ilişkideki eksik ve fazla yönleri saptamak, kişilerin ilişki beklentilerini birbiriyle paylaşması, duygu ve düşünce ifadesinin kolaylaştırılması yeni kurulacak ilişkinin eskisinden daha sağlam olmasını sağlayabilir.

Aldatma sonrası çiftler ne yapmalı?

Aldatma sonrasında bireyler panik halinde oldukları için ne yapacaklarını genelde bilemezler ve doğru olmayan davranışlara eğilim gösterirler. Böyle bir durumda direkt olarak bir çift ve aile terapistiyle görüşmek ilişkinin sağaltımı açısından en doğru hamle olacaktır. Bu süreçte temel duygulanımlar negatiftir ve kişiler birbirlerine öfke, nefret, hayal kırıklığı, ümitsizlik yansıtmasında bulunabilirler. Terapide bunların sağlıklı bir biçimde ifade edilmesiyle birlikte işlevsel olarak kullanılmaları mümkündür. İlişki sırasında yaşanan bu tür olayların konuşulması genellikle tercih edilmemekle birlikte ifade edilmeyen duygular birikerek daha da rahatsız edici bir hale gelebilir ve daha olumsuz sonuçlara yol açabilir. Rahatsızlık verse dahi bu konuyu konuşmak konunun yok sayılmasından çok daha faydalı olacaktır. Terapi odası bu konunun konuşulabileceği en güvenli alandır ve sağlıklı bir ayrılık ya da birliktelik sürecinin devamı için çiftlerin profesyonel yardım alması önerilmektedir.

Uzman Psikolog Sena Soysal

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İlişkilerdeki sorunlar nasıl çözülür?

İlişkilerde asıl aradığımız şey nedir? Neden birine yakınlık duyarız? Neden aşık oluruz? Aşk hep sürer mi? Aşk zamanla sevgiye mi dönüşür? Duygularımızı kontrol etmek mümkün mü? İlişkilerdeki sorunlar nasıl çözülür? Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası Yüksek Topuklar’da!

İlişki nedir?

İlişki kavramı sözlükte ‘’iki ya da daha çok şey arasındaki karşılıklı ilgi, bağ, kişileri birbirine bağlayan yakınlık, dostluk’’ tanımlarıyla karşımıza çıkar. Arka planda iki kişinin de ihtiyaçlarının karşılanmasının amaçlandığı bir birlikteliktir. Benzerlik, yakınlık, istenen nitelikler, karşılıklı beğeni, uyarılma, sosyal etkenler, isteklilik ve gizem bir ilişkinin başlaması için gereken niteliklerden bazılarıdır. Kişiler bu noktalarda arzu ettikleri hissi yakalayabildiklerinde bir ilişkiye başlama ve onu sürdürme isteği duyarlar. Kadın ve erkeğin kişilik yapılarındaki temelli özellikler ilişkilerdeki seyrin nasıl olacağını belirleyen en önemli faktörlerdendir. Kusurluluk, kuşkuculuk, terk edilme, duygusal yoksunluk, mükemmeliyetçilik yapılanmaları iletişimi zora sokabilecek durumlar olarak karşımıza çıkar.

İlişkide sorunları çözmek için ne yapmalı?

İlişkilerde belirli bir seyir dönemi olduğu görülür. Başlangıç ve sürdürme dönemleri vardır. Kişinin kendini başlangıçta nasıl hissettiği ile ilişki içinde nasıl hissettiği değişebilen bir durumdur. Burada kişinin hayal kırıklığı yaşamayı engellemek için ilişki içinde hep aynı histe kalmayı beklememesi kilit noktadır. Eğer çiftler ilişki içinde bu beklentide olursa çaresizlik, umutsuzluk, yargılama ve suçlama gibi duygularla kendilerini daha da çıkmaza sürükleyebilirler. İlişkiyi yaşayan bireylerin dinamikleri kadar bu dinamiklerin ilişkiye yansımasıyla birlikte oluşan ilişki dinamiği üzerine de konuşulmalıdır. Bireylerin yaşadıkları olumlu ve olumsuz her şeyi konuşabilmeleri, ortak bir dil oluşturup bunun üzerinden bağlantı kurabilmeleri ilişkinin sağlıklı bir biçimde sürmesini sağlayacak ana ögelerden biridir. Çiftin yaşadığı ilişkiyi ve ilişkinin içindeki benliğini tanıması mutlu bir birlikteliğin oluşturulmasında son derece etkilidir.

İlişkilerde yaşanan sorunlar hakkında bireylerin profesyonel destekten yararlanmaları ilişkinin tekrar yapılanması ve kurtulması ya da sağlıklı bir biçimde sonlandırılması için gereklidir.

Psikolojik Danışman Sena Soysal

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İlk cinsel deneyimle ilgili 10 önemli bilgi

Kadınların cinsel anlamda yaşadığı ilk deneyim daha sonra devam edecek olan cinsel hayatını fazlasıyla etkiliyor. Bu nedenle ilk cinsel birleşmenin nasıl olacağını bilmekte fayda var. Cinsel hayatınızın olumsuz etkilememesi adına, ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak hazırladığımız haberimizi okumaya başlayın. İlk cinsel deneyim hakkında bilgi sahibi olun…

İlk cinsel deneyim nasıl olmalı?

Kadınlar için ilk cinsel ilişki deneyimi büyük önem taşır. Çünkü ilk deneyimle beraber kadınların kafasında cinsellikle ilgili fikirlerin temelleri atılır. İlk cinsel ilişki deneyimi doğal hale getirmek ve sorunsuz yaşamak için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.

Bir kadın için ilk cinsel ilişki deneyimi, kızlık zarının aşılmasından kaynaklanan ağrı ve kanamadan ibaret olabilir. Bu durumu en hafif şekilde atlatmak için partnerinizi önceden aşağıda bahsettiğimiz konularda bilgilendirebilirsiniz.

İlk cinsel ilişkide kadın ve erkek ne yapmalı?
•Kadınlar ilk cinsel ilişki deneyimlerini yaşamaya hazır değillerse bunu mutlaka partnerleriyle paylaşmalıdır. Erkekler bu konuda kadınlara karşı anlayışlı olmalıdır.
•Çift ön sevişmeyi ne kadar uzun tutarsa ilk cinsel birleşme o kadar rahat gerçekleşir. Özellikle kadınlar ön sevişmeyi kontrol eden taraf olmalı. Böylece hazır hissettikleri an ilk cinsel birleşme yaşayabilirler.
•Kadınlar ilk cinsel ilişkinin neden olacağı ağrı ve acıyla ilgili yaşadıkları korkuları rahatça dile getirmelidir. Erkekler bu korkulara yumuşak bir tutum sergilemeli ve zorlayıcı hareketlerden kaçınmalıdır.
•İki taraf da cinsellik hakkındaki görüşlerini rahatça dile getirmeli ve bunun ne kadar doğal bir süreç olduğunu bilmeli.
•İlk cinsel ilişki sırasında erkekler mutlaka prezervatif kullanmalıdır. Prezervatif kullanımı cinsel yolla bulaşan hastalıklara engel olacaktır.

İlk cinsel birleşmede acı olur mu?

Çoğu kadının kızlık zarı, ince ve esnek yapıdadır. İlk cinsel birleşme deneyimi yaşayacağınız zaman ön sevişme süresini uzun tutmanız, vajinadaki kayganlığı artırır. Böylece birleşme esnasında hissedeceğiniz acı azalır. Birleşme esnasında partnerinizin de yumuşak davranması önemlidir. Zorlayıcı hareketler canınızı yakabilir. İlk birleşme anı ne kadar zevk dolu ve acısız olursa cinsellik hakkındaki düşünceleriniz o kadar olumlu gelişir.

İlk cinsel birleşmeden sonra kanama olur mu?

İlk cinsel birleşmeden sonra kanama olmaması bakire olmadığınız anlamına gelmez. Kızlık zarının yapısı her kadında farklılık gösterir. Bazı kadınların kızlık zarı çok esnektir. Bir de vajinadaki kayganlık fazlaysa ilk birleşmede kızlık zarı olduğu gibi kalır. Bazı kadınlarda ise kanama çok az gerçekleşir. Bunun nedeni kızlık zarı üzerinde bulunan damarların çok az olmasıdır.

İlk cinsel ilişkiden sonraki kanama ne kadar sürer?

Genelde ilk cinsel birleşmeyle başlayan kanama yarım saat kadar sürebilir. Eğer kızlık zarında daha geniş bir yırtık oluşmuşsa bu kanama daha şiddetli ve uzun olur. Şiddetli kanamalarda, jinekolojik bir müdahaleye başvurabilirsiniz. Bu müdahaleyle kızlık zarındaki yırtık onarılarak kanama durdurulur.

Kızlık zarının kalınlığı ilk cinsel birleşmeyi etkiler mi?

İlk cinsel birleşme, başarısız olabilir. Bazen bir iki denemeden sonra cinsel birleşme yaşanır. Ancak bu durumun kızlık zarının kalınlığıyla ilgisi yoktur. İlk cinsel birleşmede başarısız olunmasının sebeplerinden biri, kadının kendiniz hazır hissetmemesidir. Tam cinsel birleşme yaşanacağı sırada kadın kendini sıkar ve kayganlaşmaya engel olur. Dolayısıyla penis vajinaya girmekte zorlanır. Bu zorlanma canınızı yakacağı için cinsel ilişkiye girmekten vazgeçilir.

Kızlık zarının kalın olması cinsel birleşmeyi etkileyen ender nedenlerdendir. Cinsel birleşme esnasında yaşanan başarısızlık daha sonra yaşanacak cinsel ilişkileri de olumsuz etkileyebilir.

Cinsel birleşmede prezervatif kullanımının önemi

Bir doğum kontrol yöntemi olan prezervatif ilk cinsel ilişkide kullanılmalıdır. Bulaşıcı hastalıklara yakalanmamak için en etkili yöntem prezervatiftir. Ancak ilk cinsel ilişki sırasındaki zorlanmalar nedeniyle prezervatif yırtılabilir. Ön sevişmeyi uzun tutarak vajinanın kayganlığını artırabilirsiniz.

İlk cinsel ilişki deneyiminden sonra düzenli olarak bir kadın doğum uzmanına görünmenizi tavsiye ederiz. Böylece hem cinsellik ve korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olursunuz hem de cinsel sağlığınızı korursunuz.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

İlk cinsel ilişki nasıl olmalı?

İlk cinsel ilişki hakkında hala birçok bilinmezlik, yanlış bilgi mevcut. Kişiler cinselliğe dair bir şey paylaşmaktan ya da konuşmaktan oldukça çekimser bir tutum sergilemekte. Fakat inkar edilmeyecek bir gerçek var ki cinsellik kavramı hayatın ayrılmaz bir parçası. Uzman Psikolog Alara Köksal, sizlere ilk cinsel ilişki hakkında faydalı bilgiler veriyor.

İlk cinsel deneyimle ilgili gerçekler

Öncelikle kişiler ne zaman ilişki yaşayacağına, bir zorundalık duymadan kendileri belirlemeli. Birtakım kriterler örneğin 18 yaş üstü olması, kişinin herhangi bir alkol-madde gibi kendinden geçecek tesirler altında kalmaması ve her iki tarafında bunu istemesi gerekmektedir. Bu şartlara uyulmadığında her iki tarafta da kalıcı hasarların, travmaların yaşanma olasılığı oldukça yüksektir.

Bilinmezlik korkuyu doğurur. İlk defa cinsellik yaşayacak kişi ya da kişiler etraftan duydukları olumsuz deneyimlerden dolayı kaygılandırabilir. Kadınlarda kanamanın çok olması ya da hiç olmaması, acı duyacağı korkusu, erkeklerde ise sertleşme problemi ya da erken boşalma gibi performans kaygıları endişe durumunu daha çok artıran etmenler arasındadır. İlk başta da belirttiğim gibi bunun en önemli nedeni cinselliğin belirli boyutlarda konuşulmasından ya da hiç konuşulmamasından internet üzerinden edinilen yanlış bilgilerden ve kulaktan duyma saptırılmış bilgilerden kaynaklıdır.

Bilinen bir gerçek var ki kadınlar bu noktada daha çekingen bir tutum sergiliyor. Yetiştirilme tarzı, kültürel yapı, bekaretin namus timsali olarak gösterilmesi bir erkeğe oranla kadını daha çok etkilemekte. Daha öncesinde biriyle bir ilişki yaşamadıysan yani ilk kez ilişkiye gireceksen kanamanın olması kaçınılmaz gibi bir mit var ve bu oldukça yaygın hala günümüzde geçerliliğini koruyan yanlış bir kavram. Kanama olmadığı takdirde boşanmalar, şiddet ve hatta ölümle sonuçlanan durumlar söz konusu olabiliyor.

Kadın eğer ki ilk kez cinsel birliktelik yaşayacaksa bu noktada partnerin kişiyi rahatlatması, stres faktörlerinin ortadan kaldırılması son derece önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra iki kişi arasında yaşanacak olan cinsellik olabildiği ölçüde açık bir şekilde konuşulmalı istek ve beklentiler her iki tarafında onay vereceği çerçevede şekillenmelidir. Örneğin pozisyon şekilleri; anal, oral yolla birliktelik gibi…

İlk gece nasıl olmalı?

Eğer evlendiyseniz ilk gece yani gerdek gecesi denilen bir kavram var. Bu bana kalırsa ilk kez cinsel birliktelik yaşayacak olan kişinin stresini iki katına çıkarabilen bir olgu. Düğün stresi, yorgunluğu hem de o geceye dair duyulan endişe kişide bir takım olumsuz belirtiler doğurabilir. Örneğin erkekte strese ya da yorgunluğa bağlı olarak sertleşme problemi görülebilir yine aynı şekilde kadında vajinada kuruluk ya da ilişki gerçekleşse bile ağrılı bir cinsel ilişki yaşayabilir. Bu durum daha sonra yaşanacak olan cinsel yaşantıları olumsuz anlamda etkilemesi oldukça yüksektir. Erkekte performansa bağlı kaygılar (acaba yine mi sertleşemeyecek) kadında ağrıya bağlı olarak geri çekilmeler yaşanabilir. Bu noktada belirli olgulara değil de kişilerin ne zaman hazır olduğuna bakılması en sağlıklısı olacaktır. Yani ilk gece cinsel ilişkiye girilecek gibi bir kural yoktur buna çiftler karar vermelidir.

Hep birliktelik diyoruz fakat bilinmesi gereken önemli bir nokta var ki birliktelik dediğimiz şey sadece penisin vajinaya girmesi durumu değildir. Bu noktada ön sevişmenin önemi oldukça fazladır. Ön sevişme partnerlerin birbirlerini daha iyi tanımasına nelerden haz alıp almadıkları konusunda güzel bir belirleyici olur. Belki de hiç tahmin etmediğiniz bu yaşınıza kadar bilmediğiniz bir bölgeniz size büyük bir haz sağlıyor. O yüzden ön sevişme süresinin yeterli oranda uzunluğu cinsel ilişkinin kalitesi açısından yararlı olmakla birlikte bunu ilk kez yaşayacak olan kişilerin hem rahatlamasını hem de daha kolay bir birliktelik gerçekleştirmelerini sağlar.

İlk gece korkusu nasıl geçer?

İlk gece korkusu yaşayan kişi ya da kişilerin evlilik danışmanlığı-cinsel ilişki danışmanlığı alması, net ve kesin bilgilerle olaya yaklaşım sergilemesi, internetten edinebileceği yanlış bilgi kirliliğini önlemekle birlikte cinsel yaşam kalitesini oldukça olumlu etkileyecektir.

ilk cinsel ilişki hakkında faydalı bilgiler edindiniz.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Kadınların uzak durması gereken 23 şey

Mutlu ve huzurlu bir hayat için nelere ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz? Eğer yapmamanız gereken şeyleri öğrenirseniz, neyi yapmanız gerektiği hakkında fikir sahibi olursunuz. Tüm kadınların yapmaması gereken 23 maddeyi açıklıyoruz. Yüksek Topuklar ekibi olarak derlediğimiz bu maddeler huzurlu ve mutlu olmanız için hayatınızdan çıkartmanız gerekenleri sıralıyor!

Her şey için durmadan özür dilemek

Araştırmalar, kadınların “pardon” kelimesini erkeklere göre daha sık kullandığını gösteriyor. Hatalarının sorumluluğunu alabilmek tabii ki iyidir, her ricanızın arkasına bir ‘pardon’ sıkıştırmadığınız sürece! Mahcubiyeti abartmayın. Karar ve tercihlerinizin arkasında durun!

Herkese ‘evet’ demek

Biricik tatilinizi arkadaşınızın pek haz etmediğiniz ailesiyle geçirme fikrine ‘evet’ yanıtı vermek zorunda değilsiniz. Hatta içinizden gelmediği sürece hiçbir şeye ‘evet’ demeyin. Sınırlarınızı belirlerseniz, insanlar da size daha çok saygı duyar.

Kendinize ‘hayır’ demek

Bir çok kadın, vaktini neyi yapıp yapamayacağını düşünmekle öldürüyor. Şüphelere düşüp kapasitenizi belirlemeye çalışırken kaçırdığınız deneyimleri bir düşünün! Fazla havalı olduğundan yaklaşmaya çekindiğiniz adamla gidin konuşun, ya da ara sıra yemekte bir ziyafet çekmeyi kendinize çok görmeyin.

Yiyeceği düşman bellemek

Her gün ‘fiziğinizin nasıl olması gerektiği ile ilgili’ tonlarca bilgiyle boğuşuyoruz. Haliyle yemek, keyfi alınacak değil, kısıtlanması gereken bir şeye dönüşüyor. Siz siz olun, yerken her lokmanın keyfine varmaya bakın. Yemek, pişmanlıkla ilgili olmamalı.

Görünmez olmak

Varlığınızı küçümsemeyi bırakın, bu şekilde hiçbir yere varamazsınız!

İşteki her başarınızda hile yapmış gibi suçlu hissetmek

Kadınlar, sıklıkla başarılarını hak etmediklerine inanmaya meyilli. Sakin olun ve başarınızla yüzleşin.

Her kötü fotoğraflarınızı saklamaya çalışmak

Facebook’ta kötü çıktığınız fotoğraflarda etiketlenmek istemeyişiniz anlaşılır bir şey, yine de işi takıntı boyutuna dönüştürmek pek sağlıklı değil. Hem belki şimdi o resmi bir daha görmek istemiyorsunuz ama kim bilir ilerde bir gün, o anı özleyebilirsiniz.

Gerçek hayatını birilerinin sanal hayatıyla karşılaştırmak

Sanal hayatınıza fazlaca kafa yormak ya da birinin sanal yaşantısına takılıp kalmak, sizi anksiyeteye götürebilecek faktörler. Araştırmacılar, Facebook bağımlılığını, kendinize verdiğiniz değerin düştüğüne dair bir işaret olarak yorumluyor. Zaten günlerinizi eski sevgilinizin yeni hayatından fotoğrafları karıştırarak geçirirseniz depresyona yakalanmamanız zor. Kapatın o bilgisayarı ve şu anınızdan keyif almaya bakın, en azından o gerçek!

Suçluluk ve pişmanlığı bastırmaya çalışmak

Bu iki duygu, hissedene işkence çektirmek için ortaya çıkartılmış. Onlarla savaşmak yerine yüzleşin, bilincinde olun. Sonra da geçmişe dönüp ‘iyi ki’lerinize odaklanın!

Her gün topuklu giymek

Güzel bir çift topuklu ayakkabıya herkes bayılır. Ama ara sıra seçiminizi rahatlıktan yana kullanmak kesinlikle iyi fikir. Hayatınız kolaylaşır, ayaklarınız da biraz rahat nefes alır.

Başka kadınların cinsel hayatıyla ilgili yargılarda bulunmak

Hiçbir kadın, cinsel hayatıyla ilgili eleştirileri hak etmiyor. Zaman zaman hakarete varan bu eleştirileri ağzınızdan kaçırmadan önce bir kez daha düşünmekte fayda var.

Kendi cinsel hayatıyla ilgili yargılarda bulunmak

Kimsenin sizin cinsel hayatınızı bilmenize gerek yok. Bazen ağzınızı sıkı tutamıyor olabilirsiniz.

Rahat olmaya çalışmak

Belki siz gerçekten herkesin olmak istediği o ‘cool kadın’ değilsinizdir. Öyle gibi yapmaktansa, olduğunuz gibi davranmak her zaman daha iyi.

‘Çatlak kadın’ diye anılmaktan korkmak

Belli bir şeyle etiketlenmek kadınların her zaman korktuğu bir durum. Oysa herkesin içinde ‘çatlak’ bir yan olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz?

Hastalık hastası olmak

Lenf bezleriniz bir hafta boyunca şişmiş olabilir ama sakin olun; bu dev bir tümörü içinizde büyüttüğünüz anlamına gelmiyor.

Tablolardaki gibi bir hayata sahip olmadığı için endişelenmek

O resimlere tablo denmesinin sebebi, gerçek olmamaları.

Yalnızlıktan korkmak

Hayatta kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen şeyler vardır. Yalnız bir kadınsanız ve hayatınızı biriyle paylaşmak istiyorsanız, o kişiyle ne zaman karşılaşacağınızı düşünmeyi bırakın. Hayatınızı yapayalnız geçireceğinizi düşünerek hayıflanırken, pek çok şeyi kaçırıyor olabilirsiniz.

Sırf çift olmak için çift olmak

Sadece yalnız kalmaktan korktuğunuz için aslında sevmediğiniz biriyle beraberseniz hemen oradan uzaklaşın!

Tatillerden faydalanmamak

Kariyer peşinde koşarken kişisel sağlığınıza, mutluluğunuza ve dinlenmeye vakit ayıramadıysanız, aslında mutlu kişilerin daha üretken olduğunu unutmayın.

Zehirli arkadaşlıklara takılıp kalmak

Hayat, sizi mutsuz eden arkadaşlarla heba edilecek kadar uzun değil.

İnsanlarla mecburiyetten görüşmek

Okuldan tanıdığınız eski bir arkadaşınızla artık anlaşamıyorsanız, sırf eski tanıdık diye onunla görüşmek zorunda değilsiniz.

İlgi alanlarından utanmak

Küçükken yaptığınız peçete koleksiyonuna devam etmek istiyorsanız bundan utanmayın.

Kendine zaman sınırlamaları koymak

Hayatınızı bu kadar daraltıp, sıkıştırmayın.

Yüksek Topuklar öneriyor:

Güne mutlu başlamanın yolları

Kadınların aşkta yaptıkları hatalar

Mutlu bir yaşam için öneriler

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Yanlış kişi ile birlikte olduğunuzu gösteren 5 işaret!

Hayatınızdaki insanın doğru kişi olduğuna emin misiniz? Doğru kişiyle birlikte olmadığınızı düşünüyorsanız, hatta ayrılık kararı alabilmek için ilişkinizi gözlemliyorsanız bu haberimiz tam size göre! İlişkinizi gözden geçirirken karşı tarafın hangi davranışlarına dikkat etmelisiniz? İşte, yanlış kişi ile birlikte olduğunuzu gösteren 5 işaret!

Farklı bakış açısı!

Hayat arkadaşımızı seçerken belki de en fazla dikkat etmemiz gereken şey farklılıklardır. Farklılıklar ilişkiyi zenginleştirir ancak hayata karşı bakış açınız tamamıyla farklıysa bu noktada düşünmeniz gerekebilir. Bazı farklılıklar ilişkinize renk katarken, bazıları ilişkinize zarar verebilir.

Sebepsiz kavgalar!

Kavga, ilişkinin tuzu biberidir diyebilirsiniz, ancak bu kavgalar giderek büyüyor ve çok sık yaşanıyorsa bir sorun var demektir. Düşünce ayrılıkları bazı zamanlar tartışmalara neden olabilir. Tartışmanın belirli bir düzeyi olmalı ve saygılı bir şekilde ilerlemelidir. Saygı ortadan kalkıyor ve hakaret boyutuna geçiliyorsa ilişkinizi gözden geçirmelisiniz. Bu durumun uzun vadede size daha büyük zararlar vereceğini kesinlikle göz önünde bulundurmalısınız.

Gereksiz kıskançlıklar!

Kıskançlık, sevgi göstergesi değil, karşı tarafa ve kendine güvensizliğin bir işaretidir. Hayatınızdaki insana güvenmiyorsanız, neden onunla birlikte olmaya devam ediyorsunuz? Sürekli diken üzerinde oturarak yaşamak size ve ilişkinize ciddi zararlar verir. Kıskanılmak istemiyorsanız sizin de kıskançlık duygusundan arınmanız gerekir. Partnerinizi kıskançlığınızla bunaltırsanız, ilişkinizin ömrü çok uzun olmayacaktır.

İlgisizlik!

Dünyanın en yakışıklı erkeği veya en güzel kadını olabilirsiniz. Karşı taraf ilgisini kaybettiğinde fiziksel özelliklerin hiçbir önemi kalmıyor. Bu durumda, ilişkinizi gözden geçirmeniz gerekebilir.

Mesafe!

Partneriniz gereksiz bir mesafe ile size yaklaşmaya başladıysa ilişkinizi gözden geçirmenizi öneriyoruz. Yanlış kişi ile yanlış bir ilişki yaşıyor olabilirsiniz. Özellikle ilişkiniz yeni bir ilişki ise kendinizi zamanla mutsuz olmaya itmemelisiniz.

Yanlış kişi ile birlikte olduğunuzu düşünüyorsanız, öncelikle kalbinizi dinleyin sonra mantığınızla karar verin. En doğru yolu ikisi bir araya geldiğinde bulacaksınız.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

6 adımda hızlı düğün hazırlıkları

Düğün hazırlıkları için kısıtlı zamanınız varsa, işinizi kolaylaştıracak önerilerimizden yararlanabilirsiniz! Paniğe kapılmadan, hızlıca düğün hazırlıklarını tamamlayabilir ve hayatınızın en özel gününde daha mutlu olabilirsiniz.

Düğün hazırlıkları için tarihe karar verin

Düğün hazırlıklarında en önemli adım, tarihe karar vermek ve buna nikah mekanları veya düğün mekanları hakkında araştırma yapmaktır. Özellikle evliliğiniz yaz ayında olacaksa, düğünün yapılmasını istediğiniz mekanın boş olma ihtimali bir düşüktür. Ancak önyargılarınızdan kurtulun ve hafta içi veya Pazar gününü seçin.

Dostlarınızdan hazırlık için yardım isteyin

Tek başınıza düğün hazırlıklarının üstesinden gelmek zor olabilir ama merak etmeyin, bunu büyük bir hevesle yapmak isteyen arkadaşlarınız vardır. Daha önce düğünlerde yardımcı olmuş veya evlenmiş dostlarınızdan destek alın. Eğer bu işi daha profesyonel birilerinin yapmasını istiyorsanız, bir organizasyon firmasıyla görüşebilirsiniz.

Gelinlik seçiminde hızlı çözüm bulun

Düğün hazırlıkları için fazla zamanınız olmadığından gelinlik diktirmeye vakit bulamayacaksınız. Bu yüzden kiralamayı veya satın almayı tercih edin. Kafanızda istediğiniz modeli aşağı yukarı belirleyip, ne aradığınızı bilerek gelinlik satan bir mağazaya giderseniz, istediğinize en yakınını bulabilirsiniz.

Arkadaşlarınızla birlikte karar verin

Alışverişe çıkarken, çabuk karar veren, iyi gözlem gücü olan ve sizi doğru yönlendireceğine inandığınız bir arkadaşınızla birlikte gidin. Zaten kısıtlı olan zamanınızı günler boyu dükkanları gezerek harcamayın.

Davetiye için hızlı çözümlerden yararlanın

Akraba ve dostlarınızı düğüne davet etmek için davetiyeye ihtiyacınız olacak. Şimdi, çok kısa sürede internetten davetiye siparişi verebilirsiniz. İnternetin gücünü düğün hazırlıklarında kullanabilirsiniz. Facebook grubu açıp arkadaşlarınızı davet edin, mekan ve tarih hakkında detaylı bilgi verin.

İsterseniz, bilgisayarınızda dizayn edeceğiniz ve sizin çalışmanız olan bir ürünü hazırlayarak, renkli fotokopiyle çoğaltıp sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz.

Gelin çiçeği seçmek için acele edin

Elinizde tutacağınız çiçeği, çiçekçiyle konuşup dilediğiniz renklerde mevsim çiçeklerinden oluşturabilirsiniz. Yapay çiçekler daha uzun süre dayandığı için pratik bir seçim olabilir. Ancak isterseniz kısa sürede canlı çiçeklerden bir aranjman yaptırabilirsiniz.

Kategoriler
Aşk ilişkileri Uncategorized

Mutlu kadınların 8 sırrını açıklıyoruz!

Mutlu kadın, yüksek enerjisiyle hem kendisine hem çevresindekilere neşe saçar. Hayatında elbette problemler vardır ama mutlu kadınların sırları sayesinde, bunların üstesinden gelirler. Peki, kadınlar mutlu olmak için ne yapıyor?

Eğer siz de mutlu kadın olmak istiyorsanız, yanınızdayız! “Yüksek Topuklar” editörleri olarak, sizi mutlu edecek öneriler sunuyoruz.

1 . Mutlu kadın olmak istiyor!

Mutluluk, kendiliğinden olmuyor. Öncelikle istemek sonrasında ise mutlaka çaba göstermek, farkındalık kazanmak gerekiyor. Etrafımızdaki o mutlu kadınlar, kendilerine annelik yaparak mutluluk seviyesini artırıyor. Peki, bu ne anlama geliyor?

Üzüldüğünde, kırıldığında, yorulduğunda kendini bir çocuk gibi görüp hayalinde karşısına alıyor. Bilinçli bir anne olarak onunla konuşuyor, yardımcı olmaya çalışıyor.

Çıkarmamız gereken mutluluk dersi: Mutlu olmak için önce kendimize yardım eli uzatmalıyız. Başkalarından beklediğimiz ilgi, şefkat ve sevgiyi kendimize vermeliyiz.

2. İnanılmaz ama gerçek: Su içiyor!

Mutlu kadınların sırlarından birinin su içmek olduğunu söylediğimizde, bunu tuhaf bulabilirsiniz. Haklısınız. Ama önce bir denemeye ve buna göre karar vermeye ne dersiniz? Çevremizdeki mutlu kadınlar, her gün düzenli olarak su içiyor. Çünkü, su içmenin faydalarını biliyor.

•Enerji seviyesini yükseltiyor.
•Odaklanma gücünü artırıyor.
•İştah dengesini sağlıyor.
•Cildi ve saçları güzelleştiriyor.
•Dinginlik ve huzur veriyor.

Çıkarmamız gereken ders: Bu basit ama etkili kuralı hemen bugün itibariyle uygulayalım. Her gün on iki bardak suyumuzu içelim. Bir haftanın sonunda bile müthiş bir değişim fark edeceksiniz.

3. Mutlu kadınlar yürüyüş yapıyor!

Dikkat ettiniz mi, spor yapan kadınlar daha mutlu! Özellikle, yürüyüş yaparken vücudumuzda serotonin, dopamin, endorfin gibi mutluluk hormonları salgılanıyor. Bu sayede kendimizi daha enerjik, keyifli hissediyoruz.

Çıkarmamız gereken ders: Eğer, mutlu kadınlardan biri olmak istiyorsak, her gün 30 dakika yürüyüş yapalım. Mümkünse, bu yürüyüşü tek başımıza gerçekleştirelim.

4. Kadınlar mutluluk için dua ediyor!

Mutlu kadınların bir başka sırrı ise, dua etmek! En üstün güç ile bağlantıda olmak, yaşam enerjisini artırıyor. Sabah uyandığında veya gece uyumadan önce Allah’ın sevgisiyle buluşanlar daha mutlu oluyor.

Çıkarmamız gereken ders: Gün içinde kendinize üç dakika ayırın. Sabah ve akşam, hayalleriniz için dua edin. Allah’ın koruyucu ve yüceltici sevgisini hissedin.

5. Önceliği kendine vermeyi biliyor!

Biliyoruz, hayatımızdaki her şey bizden bir şeyler bekliyor. Hatta, çoğu zaman onlar istemeden yapıyoruz. Sonunda ise alma-verme dengesi bozuluyor, kendimizi tükenmiş hissediyoruz. Oysaki, gerçek mutluluk için ilk sırada yer almamız çok önemli. İnanın bize, mutlu kadınlar kendine öncelik veriyor.

Çıkarmamız gereken ders: Biri bizden bir şey talep ettiğinde hemen “Evet” veya “Hayır” demeden önce düşünelim. Bu benim için faydalı mı, zararlı mı diye soralım ve cevaba göre hareket edelim.

6. Kişisel gelişimi için çaba gösteriyor!

Kişisel gelişim hakkında farklı görüşler var ama sonuçlardan anlıyoruz ki mutlu kadınlar, bunun için çaba gösteriyor. Kendi değerini fark etmek, hayatına düzen getirmek, neşeli olmak için kişisel gelişim kitapları okuyor, videolar izliyor, seminerlere katılıyor.

Çıkarmamız gereken ders: Sadece bir tane hayatınız olduğunu hatırlayın. Kendinizi geliştirmek ve iyilik yapmak için “Yüksek Topuklar” kadın sitemizdeki kişisel gelişim ve psikoloji makalelerini okuyun.

7. O kadınlar hayattan mola almayı biliyor!

Bazen bir fincan Türk kahvesi içmek, bazen pencere kenarında oturup dışarı izlemek, bazen birkaç sayfa kitap okumak… Bunların hepsi, hayattan mola almak anlamına geliyor. Mutlu kadınlar da bunun önemini çok iyi biliyor.

Çıkarmamız gereken ders: İş veya ev hayatı, çocuklar, ebevynler ne kadar yoğun ve talepkar olsa da kendimize mola verme hakkı tanıyalım.

8. Bugün mutlu olmak için ne yapabilirim?

Sizi en mutlu cevap, gerçekten de kalbinizde saklıdır. Onun sesini duymak için kendinize sorun ve söylediğini tereddüt etmeden yapın. İllham vermesi için birkaç örnek cevabı paylaşmak isteriz:

•Bir fincan sütlü kahve içmek
•Giymediğim kıyafetleri ayırıp bağışlamak
•Borçlarımı ödemek için para tasarrufu yapmak
•Sıkıntılarımı eşim, dostum, sevgilimle paylaşmak
•Evde limonata yapmayı öğrenip ikram etmek
•Günlük yazarak duygu durum kontrolünü öğrenmek

İlk bakışta bizim aklımıza gelen öneriler bu şekilde. Ama mutluluğun cevabı herkes için farklı olabilir. Ve şunu unutmayın: Siz mutlu olursanız, etrafınızı da mutlu edersiniz. Hem kendiniz hem sevdikleriniz için bunu yapın: Sizde mutlu kadınlardan biri olun!

Melek tarotu